DÜŞÜN TÜRK HALKININ YAKASINDAN !
Ülkeyi açlığa sefalete yokluğa, çaresizliğe itenler banka iban hesap numarası vererek canlarınızı yollayın diyorlar VATANDAŞA.
Devletin kasalarını boşaltırken, kasayı tam takır bırakırken, kaç garibanı aradınız, kaç ihtiyaç sahibini aradınız, ne kadar ihtiyacınız var diye sordunuz?
Babalar gibi satıyoruz, dediniz her şeyi sattınız, yetmedi. Sonunda FARELER gibi dilenci durumuna düşmek, omurgasızlık, vurdum duymazlık, har vurup harman savurmaktır.
Yetimin, garibin , tüyü bitmemiş bebenin, gelecek neslin hakkını yemektir.
Yaptığınız savurganlık, pervasızlık.
Türk milletinin iban numaralarına şimdiye kadar, ne kadar para yatırdınız da iban numarası veriyorsunuz?
Ülkeyi yediniz, kasaları boşalttınız, evlerinizde para sayma makineleri çıktı, kasalar çıktı, doymadınız doymadınız.
Sizde utanma, arlanma, sıkılma hiç mi yok?
Ne tür bir hırsız çıktınız be.
Bu halkın başına bela oldunuz..
Azrail oldunuz Türk milletine.
Milletimizin açlıktan nefesini kuruttunuz.
Ümüğümüzü sıktınız.
İliğimizi emdiniz.
Yetti be, toprak doyursun gözünüzü.
Makam, liyakat, ahlak ağdap, kişilik devlet adamlığına yakışır.
Siz bu saydıklarımın hangisine sahipsiniz?
Bu saydığım liyakat ağdabı devletimizin hangi yöneticisinde var?
Sizin yaptığınız milletin mallarını talan etmek, Millete yalan hayal satıp, onu ikna etmek.
BALDIRI ÇIPLAK SIĞIR ÇOBANLIĞI bile bir beceri, meşakkat emek isteyen zorlu bir iştir.
DEVLET ADAMLIĞI sizlerin yaptığı gibi DEĞİL.
Düşün şu milletin yakasından be.
Millet sizden NEFRET ETTİ, İLLALLAH DEDİ, YAKA SİLKELED
Basiretsizlik, beceriksizlik, bir tarafa, doğru konuşan, ceza alıyor, Ali kıran baş kesen oldunuz.
İki cümle söyle eleştir yanarsın.
Anında hakkında Cb hakaretten sorgusuz sualsiz ensen tutulduğu gibi kodese tıkılırsın
Yasalara göre demokratik, özgür bir ülkede yaşıyoruz,
Gel gör ki Akp genel başkanını yaptığı icraatların da ki hatalardan dolayı eleştirdiğin takdirde, derhal aleyhinde, Cb hakaretten dava açılır.
Mahkemeye varmadan daha hakkında olmadık dosyalar düzenlenir.
Dosyanın içeriklerini yazmaya kalem yetmez, 10 lar ca klasörler dava dosyan.
Cumhur başkanına hakaretten alda, sayamadığın kadar, suçlama isnatlarıyla karşılaşırsın.
Yapmayın ağalar, etmeyin.
Bu gün üstte siniz, yarın alta inersiniz.
Bu dünyanın bir de öbür tarafı var unutmayın,
Milletin ahını değil, rızasını alın.
Bedduasını değil, duasını alın.
Şeyh EDEBALİ’den Osman Gazi’ye nasihat la bitireyim cümlelerimi.
Umarım Haktaala hakkımızda hayırlısını eyler.
“Ey Oğul! Beysin!
Bundan sonra öfke bize; uysallık sana…
Güceniklik bize; gönül almak sana..
Suçlamak bize; katlanmak sana..
Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..
Geçimsizlikler, bize; adalet sana..
Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana…
Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana..
Üşengeçlik bize; uyarmak sana..
Ey Oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala yardımcın olsun.
Hak yoluna yararlı etsin.
Işığını parıldatsın.
Uzaklara iletsin.
Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin.
Oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin..
Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..
Bir bey sabretmesini bilmelidir.
Vaktinden önce çiçek açmaz.
Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır.
Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın.
Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.
Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğun mücadeleden korkma!
Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.
Düşman, insanın kendisidir.
(Bu nasihat Osmanlı’yı 600 sene yaşatmıştır.)
İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz.
Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar.
Laf dedikoduya dönüşür.
Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez.
Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..
Bey memleketten öte değildir.
Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.
Sevmek ise, sessizliktedir.
Bağırarak sevilmez.
Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın…”