26 Kasım 2019 Salı

''İYİ PARTİ İKTİDAR OLMAK İSTİYOR İSE''

''İYİ PARTİ İKTİDAR OLMAK İSTİYOR İSE''
Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 

Siyasi partilerin günümüz Türkiye'sinde vatandaşlarımızın dertlerine ne iktidar cenahı Cumhur ittifakı Akp ve Mhp, ne de muhalefet partileri Millet ittifakı Chp ve İYİ PARTİ çözüm üretebilmiş değiller.
İktidara altarnatif olmak isteyen bir parti Ülke sathında projeler üretmek durumundadır.

Gelişime açık, İSDİHDAM alanları, tarım alanlarında projeler üreterek altarrnatif tarım, katma değeri yüksek üretim yapmak, Çiftçi ye destek vererek tarlalarında hangi tohumların, hangi gübrelerin, ve tarlanın ne kadarında nadasa veya bu tarlaya hangi mahsülün ekilerek daha verimliliğinin nasıl sağlanabileceğini bilim adamlarıyla, ziraat mühendisleriyle desteklenerek süspanse edilmesi gibi projeler.

Hayvancılıkla uğraşan çiftçilere yine hangi hayvanların hangi bölgede daha verimliliğini artabileceğini veteriner hekimleri ve arge çalışmalarıyla tespit edilmesi gibi vs projeler.

Sanayi alanında hangi bölgede hangi alanda sanayi fabrikaları kurulabilir ve o bölgeden toplumuzu istihdam edebilir gibi böyle çeşitli projeler ve alternatifler araştırılarak bilim adamları tarafından iyi partiye PROJELER HALİNDE sunularak, iyi parti de buradaki örnek olarak verdiğim konularda, çiftçiye, tarımda ve hayvancılıkta, sanayiciye istihtam ve alan araştırmalarında hangi fabrikayı nereye kurabilir gibi tespit ve bilim adamı desteği verebilir.

iYİ PARTİ, Akp ye alternatif, iktidara sahip olmak istiyorsa ülkemizde hangi bölgede hangi projeler geliştirebiliriz araştırmalarını İYİ PARTİLİ uzmanlar yapmak durumundadır.

Yaptıkları araştırmaları da parti üst kademesine vererek gerekli yapılanmaların parti tarafından da bilim adamları ile desteklenmelidir düşüncesindeyim.

Yukarıda çeşitli örnekleriyle verdiğim projeler alanlarında dahada çoğaltılarak, esnafa, kobiye, küçük sanayiciye, tarımla hayvancılıkla uğraşan çiftçiye uygulanabilir projeler sunularak, bilim adamı, mühendislik, arge, çalışmalarında destek verilmesi şarttır..

2019 Türkiye'sindeki Akp'nin 18 yıllık iktidarı döneminde ülkemizi ekonomik, siyasi, jeopolitik olarak getirdiği açmazlar belli..
5 Milyon Suriyeliye harcanan para 40 milyar $.
İyi gitmeyen, doğru yönetilemeyen dış politika.
İszizlik oranlatı Tüik %13,5
Genç işsizlik oranı %28

ülkemizde 45 Milyon civarında üniversite ve lise mezunu var hala bu gençlerimizin ülkemize katkısında işsizlik oranının yüksekliğine bakılınca, istihdam alanlarının genişletilmesi gerektiğini düşünmekteyim..

Kısacası Akp iktidarın ipini elinden kaçırmış vaziyete ancak altarnatif atılımcı, Türk ulusunun kabulünü gönlünü kazanabilecek bir parti ancak Türk halkına verebileceği, projeleri, uygulanabilir politikalarla topluma sunarak iktidara gelebilir..

Aksi halde Akp hep iktidarda kalır.

Türk halkını en iyi şekilde ikna ederek yalanlarıyla bezeyen iktidar partisi AKP olarak hep iktidarda kalarak güç hegomanyası nı bir 18 yıl daha Türkiye de devam ettirir !
Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 


İYİ PARTİ PROJELER ÜRETMELİ!

İYİ PARTİ PROJELER ÜRETMELİ!

Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 


Siyasi partilerin toplantı salonlarından makam odalarından şöyle şatafatlı yakışıklı poz vermek güzel de teşkilatlar ve iyi Parti Genel Merkezi artık şunu düşünmek durumunda olduğunu bilmeli.
Türk toplumunun kabulünü sempatisini oyunu almak için mutlaka Atılım yapmak, projeler üretmek geliştirmek durumunda.
ÖRNEKLERLE;Türk toplumuna uygun, tarımda ekonomide, sanayide, endüstride toplumumuzun tüm katmanlarına bölgesi, ili, ilçesi ve yöresine göre mühendislik desteği vererek, hangi bölgede hangi sanayi uygunluğuna göre mühendislik desteği.
O bölgeye hangi tarım ürünü uygun, hangi gübre uygun ise, araştırıp ziraat mühendisleri desteği gibi destekler vermelidir.
Türk toplumunun bu neticeler ışığında bu araştırmaları Türkiye sathında araştırıp da kendi konusunda uzmanlarla çiftçiye ziraat mühendisi destegi verirken, hayvan üreticisine veteriner desteği ve sanayici uzman bilim adamı ve mühendis desteği vermelidir.İYİ Parti artık Akp yi eleştirerek, daima muhalefet söylemi üreterek enerjisini Akp ye muhalefet söylemleriyle harcamamalıdır. AKP yi Türk milleti artık tanıyabileceğinin daha da fazlasını bile tanıdı. Bırakalım AKP ye muhalefet yapmayı AKP kendine 17 yıllık yolsuzluklarıyla, ekonomimizi getirdiği hali ile, Türk milleti yoksullukla Akp ye verdiği destekle ödeyerek, AKP ye muhalefet zaten.Biz Türk milletine ne verebileceğimizi, ne yapabileceğimizi, yapacağımız icraatları anlatmalıyız. İYİ Partimiz kurulalı 2 yıl olmasına rağmen hala bu küçük örneklerle verdiğim konularda projeler ve Atılım yapamadığını projeler geliştirmediğini görüyorum. Ben nacizane iyi Partili bir üye olarak düşündüklerimi dile getirirken öz eleştiri yaptığımı düşünün.iyi Parti'nin bu konuda Politikalar geliştirmesi için küçük örnekler verdiğimi düşünün. İYİ Parti iktidara ortak ve alternatif olmak istiyorsa söylediğim örneklerin binlere çoğaltarak, Türk milletine giderek, sokağa, sahaya inerek, dokunarak, temas ederek, bu konuda projeler sunmak durumundadır. Aksi halde 2 yılı geçmez partiler çöplüğünde ki yerimizi alırız!.


Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor ve açık havaDüzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 

Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 




Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 

YENİ DÜNYA DÜZENİ

YENİ DÜNYA DÜZENİ
Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 

Yarının yeni Dünya düzeni Türkiye'sinde bu gün ki kendilerini ülkücü, muhafazakar, islamcı, şeriatçı, solcu olarak tanımlayan İdeolojik, siyasi FİKİRLER olmayacak.
Yarının Türkiye'sinde yeni Dünya düzeninin geldiğini, ön görüleriyle işaret etmiş, Dünya'daki gelişmelerin nereye evrildiğini okumaya çalışarak, yarınki geleceğe beynini hazırlamış fikirler olacaktır..
Klasik silahları üretiyoruz diye, övünüyoruz.
Gelecek savaş ve savunma silahları tank top olmayacak,
Kıtalar arası füze değil, atom bombası gibi kimyasal silahlardan bahsetmiyorum, belki olabilir tank top ve buna benzer silahlar ama etkisi kalmayacak.!
Daha çok küresel para baronlarının planları işleyerek güç para babaları kendilerini '' TANRI'' olarak ilan edecekler. 
İşte bahsettiğim küresel sermaye baronları da tam da burada devreye girerek yer yüzünde gelişmiş, teknoloji, yapay zeka, robotik teknoloji ne kadar en yeni teknoloji var ise sahip olacaklar.

Dönüşmüş silahlardan en yeni gelişmeden bahsediyorum!
Benim bahsettiğim yeni Dünya düzeninde Bilgiyle, Teknolojiyle, Robotik gelişimle, yapay zeka ile inovasyon ile ışın bombaları, lazer teknolojileri, gelişmişlikle ancak bunların karşısında durulabilir..
Türk ulusunun fertleri olarak bu gelişime ne kadar arge desteğiyle, inavasyon ve teknolojiyle üretim yapabilir isek o kadar ayakta durabilme şansımız artar diye düşünmekteyim.
Yeni bir ÇAĞ, yeni bir Dünya düzeni bu gelişmeler ışığında ilerleyerek gelişecek !

İRANDAKİ TÜRK FAKTÖRÜNÜ YOK ETME PLANLARI !

İRANDAKİ TÜRK FAKTÖRÜNÜ YOK ETME PLANLARI !

Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 


İran Ulusal Direniş Konseyi, protestolarda 251 kişinin öldüğünü, 3.7 binden fazla kişinin yaralandığını ve 7.000'den fazla kişinin gözaltına alındığını söyledi.
Artan yakıt fiyatları sonrasında İran'da protesto gösterileri devam ediyor. İran Ulusal Direniş Konseyi, protestolarda 251 kişinin öldüğünü, 3.7 binden fazla kişinin yaralandığını ve 7.000'den fazla kişinin gözaltına alındığını söyledi.

Ancak İran medyası, İran hükümetinin, rakamların gerçeği yansıtmadığını söylediğini belirtti. Açıklamada, hükümet tarafından onaylanmayan herhangi bir zararın spekülatif ve geçersiz olduğu belirtildi.
ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medya hakkında yaptığı açıklamada, İran hükümetini İran'daki protestolar konusunda şeffaf olmamakla suçladı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bir basın toplantısına ABD’nin İran’daki protestoları yakından takip ettiğini söyledi.
 
İran’daki Türk faktörünü zayıflatma ve ortadan kaldırma planı !
Bildiğiniz gibi, İran’ın ülkeyi, Türk faktörünü baltalamanın yollarından biri olarak sayısız başkente (iller) bölme politikası vardır. B u siyaset merkezi iktidara etnik bölgelerin mərkəzləşməsinin önlemeye yardım etti.
Böylece Azerbaycan, Pahlavi'nin yaşadığı ve daha sonraları "molla rejimi" nde yaşayan Türkler bölgesini böldü ve Tebriz'in merkez çekirdeğini zayıflatmak için Azerbaycan bölgesindeki Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Ardabil ve Zanjan ülkelerini yarattı . Ayrıca, birçok Türk, Kazvin, Hamadan, Karaj'ın ortaya çıkmasıyla Türk olmayan bölgelere katılmıştır. Söylediğim gibi, Tebriz, 4-4,5 milyon nüfusuyla, Doğu Azerbaycan eyaletinin merkezi olan geniş bir bölgenin merkezi haline geldi.

Bununla birlikte, büyük ölçüde göz ardı edilen bir faktör var, Güney'deki liderlerimizin bir şekilde fayda sağlayabilmesi. Böylece, 2014 yılında, İran Devleti'nin idari ve politik bölümleri, akranlardan daha yüksek bir idari birim olan Bölgelerde kuruldu. Böylece 31 il 5 bölgeye ayrılmıştır ve bölgedeki en büyük şehir merkezi statü kazanmıştır.
📷
Haritadan görebileceğiniz gibi, dört ana Azerbaycan başkenti (Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Ardabil, Zanggan) ve Gilan ve Kürdistan, Tebriz'in merkezi olan 3. Bölge'de birleşmiştir.
Bölgelerin politik etkisi henüz çözülmedi. Ancak, her bölgedeki ülkelerin Tahran'a başvurmadan bölgedeki birçok sorunu ve ortak projeleri çözmelerine de yardımcı oluyor.
Tebriz'i Güney Azerbaycan'ın tarihi bölgesinin çoğunu içeren Bölge 3'te merkezi bir işlev olarak kullanmak ve bölgenin Tahran'dan bağımsız bir siyasi merkeze dönüştürülmesi mümkün müdür?
Kaynak; Hüseyin Ilteber

CFR TÜRK BİLDERBERGLERİ !

CFR Türk Bilderbergleri !
Düzenlemeler;ve RESİMLER, Yazar; İsmail Azakoğlu ismailazakoglu@gmail.com 

 CFR İLE BİLGİLERİ PAYLAŞMA NEDENİM
İHSAN DOĞRAMACI İLE BAĞLANTILI OLDUĞU İÇİNDİR!
Dış İlişkiler Konseyi
CFR Türk Bilderbergleri
David Rockefeller: Dünyada bir devlet oluşturduğumuzda, modern dünya daha mükemmel ve daha istikrarlı olacaktır. Halkların, kendilerini yönetme hakları, artık dünya bankerleri ve entelektüelleri olan elit’in otoritesi altına girecektir. Yüzyılımızda izleyeceğimiz strateji budur. Henry Kissinger: Hangi yol seçilirse seçilsin, Birleşik Devletler ya da Avrupa’ya dayanan çokuluslu şirketler, küreselleşmeyi yönlendiren lokomotifler olarak ortaya çıkmaktadır. ABD ve Avrupa’nın çokuluslu şirketleri, gelişmekte olan ülkelerin şirketlerini yutacaktır. George Kennan: Dünya servetinin yüzde 50’sine ama nüfusunun yüzde 6,3’üne sahibiz. Bu durumda kıskançlık ve kızgınlık odağı olmamız gayet normaldir. Önümüzdeki dönemde bu ayrıcalıklı pozisyonun devamını sağlayacak bir ilişkiler ağı örgütlemeliyiz. Dünyayı, korku salarak sindirmeliyiz. Rahmi Koç: Dünyada yeni bir global sistem oluşmuştur. Dünyanın en büyük 5 ekonomisi devletler değil, şirketlerdir. Hikmet Çetin: Ben çok güç dönemlerde Dışişleri Bakanlığı yaptım. SSCB, benim zamanımda dağıldı. Yugoslavya, benim zamanımda parçalandı. Birçok ülke lideri ile tanışma olanağı buldum. Aslında beni değerlendiren dışarısıdır. Sermaye imparatorluğunun yüce elitleri, CFR-Bilderberg adlı korku, ölüm ve komplo örgütleri aracılığıyla dünya halklarına karşı acımasız bir savaşı yıllardır sürdürmektedir. Ne var ki Vietnam kâbusundan kurtulmadan Irak’ta yeni bir kâbusla yüz yüze gelmişlerdir. Bu kitapta, dünya sermayesinin, milliyetsiz, vatansız, dinsiz, kimliksiz elitlerinin tuzaklarını okuyacaksınız. Onlardan korkulmamalıdır çünkü haksızdırlar ve korkudan başka ihraç edecek silahları yoktur.
 KAYNAK;Erol Bilbilik

ASELSAN CİNAYETLERİNİN PERDE ARKASI !

ASELSAN CİNAYETLERİNİN PERDE ARKASI !
Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile TKS.nın gizli bilgileri, çok gizli savaş planları mahkeme dosyalarına düştü, ABD’ye edildi. Türkiye’ye 2008'de gelen 35 kişilik CIA-Pentagon karma heyeti, Emniyet Genel Müdürlüğü istihbaratının Yıldız bürosunda üslenerek, yapılan tertipler ve operasyonlar bu merkez vasıtasıyla emniyet istihbaratı üzerinden yürütüldü (10). ABD Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, Ergenekon operasyonlarında Emniyet İstihbaratı ile Amerikalı üst düzey subay-ajanların işbirliği, ABD-Türkiye arasındaki “karşılıklı istihbarat paylaşımı” ve “teröre karşı işbirliği” işlerinden sorumlu idi. Bu işler için Büyükelçilik içinde olan, başında bir Tümgeneral’in bulunduğu Savunma İşbirliği Ofisi (ODC) (11), bir operasyon merkezi olarak işlev gördü. Bütün tertipler bu merkez tarafından planlandı. İç İşleri Bakanlığı ile bir yandan “karşılıklı istihbarat paylaşımı” diye Ergenekon operasyonları tezgâhlandı. Diğer yandan ise “teröre karşı işbirliği” mekanizması içinde demokratik açılım için yönlendirme yapıldı. Türkiye’ye gelen kontrol dışı dinleme cihazlarının, düzenlenen sahte CD ve belgelerin, kaset komplolarının arkasında paralel devlet ile işbirliği yapan NSA, CIA ve onların sözleşmeler yaptığı Amerikan özel istihbarat şirketleri vardı. Amerikan Hava Kuvvetleri İstihbaratı (AFOSİ) personeli de Deniz Kuvvetleri’ni hedef alan Kafes ve Poyrazköy tertiplerinde yer aldı.
ABD,Türkiye’nin istihbaratından bakanlıklarına, medyasından her yanını saran ABD, Türkiye’nin kendine ait gizli bir şeyini hele özel bir şifreleme sisteminin olmasını istemiyor. ABD istihbaratının önceliği her zaman hedef ülkelerin gizli bilgileri olmuş, dost diye içinde yapılandığı ülkelerin dahi bağımsız bilgi ve şifreleme sistemlerine müsaade etmemiştir. Örneğin 1966 yılında Fransa’nın NATO’nun askeri kanadından ayrılma nedeni kendi nükleer silah sistemlerinin şifrelerinin ABD tarafından kontrol edilmesine razı olmaması idi. ABD, size şifresini kontrol etmediği bir teknoloji vermez. Örneğin size verdiği kriptolu telefonları kendisi mutlaka çözüyordur ve daha gelişmiş bir teknolojisine sahiptir. Son yıllarda telefonlarımızdan bilgisayarlarımıza her yanımızı kontrol eden ABD, Türkiye’de bilgi güvenliğini yok denecek seviyeye getirmiştir. 2007 yılından itibaren ortaya çıkmaya başlayan kasetler, ses kayıtları, komplo CD.leri cemaat-CIA işbirliğinin sonucu idi. Genelkurmay Başkanlığı yaşanan büyük sızıntılar nedeni ile önemli travmalar yaşadı. Devletin en gizli görüşmeleri internete düştü. Bunların hepsinin arkasında cemaati kullanan CIA yani ABD vardı. Giremediği Özel Kuvvetler Karargâhı’nın kozmik odasına da cemaat sayesinde girmiştir. Sıra genç subaylara geldiğinde onlar için casusluk ve fuhuş senaryoları tezgâhlandı. Başta MİT olmak üzere, kilit yerlerde çalışan pek çok subay, bu suçlamalarla tasfiye edilirken, yerlerine cemaatçiler geldi.2007’den sonra Cemaatin, hükümeti kullanarak TSK.nın özellikle tayin ve terfilerin yapıldığı personel başkanlıklarında etkin bir yapılanma sağladığı görüldü. AKP ve cemaatin arası açıldıktan sonra, hükümetin verdiği cemaatçi subaylar listesine henüz nasıl bir işlem yapıldığı bilinmiyor.
ABD, yaklaşık 10 yıldır Rusya, İran ve Türkiye’de bilim adamlarını öldürüyor. Rusya’da yazılım uzmanları, İran’da nükleer fizikçiler, Türkiye’de kriptocular öldürülmektedir. 1990’lı yıllarda ABD’ye giden istihbaratçı ve askerlere TÜBİTAK ve Aselsan gibi kurumlarda tanıdığı olup-olmadığı soruluyordu. 2003 yılından itibaren TÜBİTAK, Aselsan, Havelsan gibi kuruluşlar hükümetin dikte ettiği isimleri işe almak zorunda kaldıklarında aslında cemaatin yapılanması başladı. TÜBİTAK içinde oluşturulan cemaatçi yapılanma ile Türkiye’nin araştırma bütçesi bir yandan belirli üniversite hocalarına verilen projeler ile cemaate aktarılırken, başta kripto teknolojileri olmak üzere TÜBİTAK’ın güvenirliği oldukça zedelendi. Özetle söylemek gerekirse Aselsan cinayetlerinin izleri; başta Aselsan, TÜBİTAK ve MİT olmak üzere devletin en önemli kuruluşları içine sızmış olan cemaat uzantıları ve bunların CIA bağlantıları üzerinden bulunmalıdır. Bu bulunduğu takdirde Türkiye’deki habersiz dinlemelerin, kasetlerin, telefon kayıtlarının, kumpasların ve Türkiye’nin bilgi güvenliğinin arkasındaki casusların izi bulunmuş olacaktır. Bugüne kadar cemaat üzerinde yapılan operasyonlar, henüz değil kuklacıya, kuklalara bile ulaşamamıştır. MİT kurulduğundan beri en büyük zafiyetimiz hep kontr-espiyonaj yani casuslarla mücadele ve bilgi güvenliği oldu. Bu durum bugün her zamankinden daha acil ve hayati bir güvenlik sorunu olarak önümüzde duruyor. @DocDrSaitYilmaz Kaynakça-Dipnot (1) Melih Duvaklı, Aselsan Cinayetleri, Profil Yayıncılık, İstanbul, 2013. (2) Zaman, Aselsan Dosyasını 'İntihar' Deyip Kapatacaklar, (05 Mayıs 2013). (3)Savunma ve Havacılık Dergisi: “Değişen Savunma Stratejileri ve Türkiye”, Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ile söyleşi, Sayı: 4/2001, (Ankara, 2001), 19. (4) Murad Bayar: Sunuş Yazısı, Savunma Sanayi Dergisi, (Aralık 2010), s.6-10. (5) Cihan H.A., ABD Kongresi, Türkiye’ye ‘Savaş Gemisi’ Verilmesini Reddetti, (5 Ocak 2015). (6) National Security Agency (7)George Friedman, Keeping the NSA in Perspective, Stratfor, Geopolitical Weekly, (April 22, 2014). (8)Special Collection Service. (9) Ferruh Sezgin: Helikopter Olayının İçyüzü, Ortadoğu Gazetesi, (4 Şubat 1992). (10) Aydınlık:Tertipleri 35 kişilik CIA-Pentagon Heyeti Yönetiyor, (16 Mart 2008) (11)Office of Defense Cooperation.

ABD VE VİETNAM SAVAŞI ETKİLERİ !

ABD VE VİETNAM SAVAŞI ETKİLERİ !
1 Mayıs 1975 günü, Vietnam Ordusu Vietkong birlikleriyle birlikte Saygon’a girdi ve dünyanın süper gücü ABD’yi bozguna uğratan son noktayı koydu. ABD Ordusu, savaşmak için getirdiği hava ve deniz araçlarının tümünü bu kez kaçmak için kullandı ve Vietnam’da tarihinin en büyük askeri yenilgisini aldı. 1 Mayıs 1975, 20.yüzyılda Türk Kurtuluş Savaşı’yla başlayan ulusal bağımsızlık savaşlarının doruk noktasıdır ve yoksul bir ulusun birliğini sağlaması durumunda neleri başaracağını gösteren evrensel bir utkudur (zaferdir). Alttaki yazıyı, Vietnam halkının yüz yıl süren ulusal bağımsızlık savaşımına (mücadelesine) saygımızı göstermek için yayınlıyoruz.
ABD Hava Kuvvetleri Vietnam’a, yalnızca 1965-1968 yılları arasındaki üç yıl ve 1972 yılındaki 6 aydan oluşan 3,5 yıllık bir zaman dilimi içinde tam bir milyon yüz bin ton bomba attı. Bunun ne anlama geldiği, 4 yıllık 2 dünya savaşında pasifik çatışmaların tümünde 650 bin ton bomba kullanıldığı bilinirse açıkça ortaya çıkacaktır. 14 yıllık savaş içinde, ABD kaynaklarına göre, 55 bin Amerikalı, 200 bin Güney Vietnam’lı asker, 725 bin Kuzey Vietnam ve Vietkonglu asker ve 500 bin sivil olmak üzere 1,5 milyon insan öldü. ABD, 1972 yılında savaşa, 580 bin Amerikalı, 64 bin Koreli, Taylantlı, Avustralyalı, bir milyon sekiz yüz bin Güney Vietnamlı asker ile 3500 helikopter ve 2000 savaş uçağı sürmüştü.
1972'de dünyanın gözünü Vietnam Savaşı'na çeviren ve üstte görülen fotoğrafı çeken fotoğrafçının adı Nick Ut.Kendisine Pulitzer ödülünü getirecek olan kareyi çektiğinde, atılan bombanın etkisiyle şoka girdiği için çığlık çığlığa yollarda koşan çıplak kızın adının Kim Phuc olduğunu bilmiyordu.

2. 1982'DE BİR HOLLANDALI GAZETECİ "RESİMDEKİ KIZIN" PEŞİNE DÜŞMEYE KARAR VERDİ.

📷
Gazeteci, bütün vücudu yandığı için Saigon'daki bir hastanede 14 ay yatmış, yanık derisi bedenininden temizlenirken her seferinde acıdan bayılan kızın adının Kim Phuc olduğunu ortaya çıkarmıştı.Savaşın simgesi olan kızı bulduğunda ise artık 34 yaşında, evli ve bir çocuk annesi bir kadın olduğunu öğrendi.

3. SİLİNMEK BİLMEZ YARALARIN SAHİBİ O KADININ KENDİNİ AVUTTUĞU BİR NOKTA VARDI.

📷
Kim, kendisini avutan şu sözleri söylemişti; "Ne talihliymişim ki yüzümde en küçük bir leke bile yok!"Kasım 1996 senesinde Washington'da Vietnam Savaşı'nı anmak için bir törende konuşan Kim Phuc, adeta insanlık dersi veriyordu o anda tüm dünyaya."O bombaları atan pilotla karşılaşsam, ona geçmişi değiştiremeyiz..." derdim. "Ama bugün, yarın ve hatta sonsuza dek barışa hizmet etmek için elimizden geleni yapabiliriz!"

4. KONUŞMASINI BİTİRİP KÜRSÜDEN AYRILAN KİM'İN ELİNE BİR KAĞIT SIKIŞTIRILDI. GÖNDEREN KİŞİ İŞARET EDİLEREK.

📷
Kim Phuc'ın eline sıkıştırılan kağıtta "Kim, o adam benim!" yazıyordu. Daha sonra işaret edilen adama baktı. Adam orada öylece durmuş, eli ayağı titreyerek Kim Phuc'a bakıyordu.Baktığı adam 8 Haziran 1972 günü, Vietnam'daki o küçük dünyasına Napalm Bombası atan uçağın pilotu John Plummer'di.Kim o adamı gördükten sonra kollarını açarak Plummer'e doğru koştu ve en içten duygularla kendisine sarıldı.Plummer öylesine psikolojisi bozulmuş bir şekilde yaşıyordu ki, savaştan sonra yıllarca kendine gelememiş, ne yapacağını bilememiş, din adamı olmuş, "o küçük kızın" resmini gazeteden kesip cüzdanında taşımıştı.

5. SAVAŞIN DRAMATİK SONUÇLARINI BEDENİNDE SONUNA KADAR HİSSEDEN O KIZ ARTIK BÜYÜMÜŞ VE DOKTOR OLMAYA KARAR VERMİŞTİ.

📷
Çenesi ile göğsü birbirine kaynamış, sol eli kemiğine kadar yanmıştı. Annesi sürekli başucundaydı, San Francisco'dan Dr. Mark Gorney küçük kızı kurtarmaya çalışıyordu. Doktor olmaya karar veren Kim olaydan iki yıl sonra köyüne dönmeye karar verdi.Ancak sağlık sorunları nedeniyle eğitimini tamamlayamadı ve 1992 yılında evlendi.

6. KİM, ŞİMDİLERDE KENDİ ADINA KURULAN VAKFIN YÖNETİM KURULUNDA VE SAVAŞA HAYIR TOPLANTILARI YAPIYOR.

📷📷Vakfın sitesini ziyaret etmek isteyenler kimfoundation.com adresine bakabilirler.İçerik Vikipedi'de yer alan Kim Phuc maddesinden esinlenerek hazırlanmıştır.

7. KİM PHUC'UN ŞİMDİKİ FOTOĞRAFLARI, HEPİMİZİN İYİ BİLDİĞİ FOTOĞRAFINA İNAT HEP GÜLERYÜZLÜ.

Gizli Dünya Devleti !

Gizli Dünya Devleti !

Türkiye'nin de ABD den kredi aldığı CFR, '' TEFECİ'' derecelendirme kuruluşu olarak ta bilinir.
Amerika’nın dış politikasına yön veren CFR (Council of Foreign Relations – Dış İlişkiler Konseyi) örgütü, dış ülkelerde gerçekleştirdiği operasyonlarda dünyaca ünlü finans spekülatörü Soros’dan da faydalanıyor.
ABD’de Yahudi finansörlerin politik bir kurumu olan CFR’nin başını çektiği düşünce kuruluşları, CIA”nın bugüne kadar dünyanın dört bir yanında gerçekleştirdiği gizli operasyonları, kansız hallediyor. ABD, hedefteki ülkede istediği sonucu alabilmek için özellikle kitle iletişim araçlarını çok iyi kullanıyor; çeşitli burslar, ödüller ve fonlarla ülkedeki kanaat önderlerini etkisi altına alıyor. Öncelikle beyinlerde iktidar kurmak isteyen ABD, yarattığı yeni tipleri ve yeni liderleri iktidara taşımanın yollarını arıyor. Ancak bunun için ülkenin iç dinamikleriyle de sürekli oynanması gerekiyor. İşte bu aşamada, CFR gibi örgütler sahneye çıkıyor. Amerika”yı emperyalist yapmak için uğraşanların başında ne ilginçtir hep Yahudiler geliyor. Nitekim, topluma yönelik olarak yürütülen medya propagandası da bunların eliyle yürütülmüştü. CFR, medya denetimli bir “demokratik totaliter” toplum yaratma projesinin ilk ve asıl uygulayıcısıdı. Sözde düşünce kuruluşu CFR, 21 Temmuz 1921″de New York”ta kuruldu. Kuruluşunda yahudi kökenli Walter Lippmann’ın önemli rolü oldu. CFR, diğer “Gizli Dünya Devleti” organları gibi son derece gizli çalışmaktadır.
Ancak yönlendirme amaçlı faaliyetlerini dışa yansıtmakta ve bu yansıtma ile açıktan çalıştığı intibaı vermeye gayret etmektedir. CFR’nin bugün finans, iletişim, akademi, istihbarat, teknoloji alanlarında en etkin konumlarda bulunan 3500 civarında üyesinin olduğu sanılmaktadır. Özellikle Amerika”daki istihbarat örgütleri üzerinde etkilidir. “Gizli Dünya Devleti” nde önemli etkinliği olan yahudi kökenli Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR’nin onursal başkanı olarak kabul edilmektedir. Soros Vakfı vasıtasıyla dünya ülkelerinin geleceği için Gizli Dünya Devleti’ne hizmet edecek yöneticiler yetiştirmeye çalışan Yahudi kökenli George Soros ABD’nin CFR üyesi ünlülerinin başında gelir.
CFR’nin açılımını artık herkes çok iyi biliyor: “Council of Foreign Relations”. Yahudilerin ABD’deki en etkin düşünce kuruluşu. Yabancı devlet başkanları, başbakanlar önce burada görücüye çıkar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan”ın ABD’deki ilk yurtdışı etkinliği CFR’de konuşmak olmuştu. Erdoğan, son CFR ziyaretinde, Büyük Orta Doğu Projesi’nin mimarlarından Yahudi kökenli Richard Holbrooke ile birlikte medyanın karşısına çıkmıştı.
ABD, Fener Rum Kilisesi papazı Bartholomeos”un hukuki ve siyasi konumu Lozan Antlaşması’yla kaldırılan “ekümenik”liğinde ısrar ediyor.
Fener Rum Kilisesi’ni azınlık hakları bahanesiyle maşa olarak kullanan ABD, bugüne kadar tanımadığı Lozan Antlaşması’nı tasfiye edebilmek için her türlü yola başvuruyor. Bu antlaşma ile patriklerin tüm ayrıcalıkları kaldırılırken, patriklerin de Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunmaları koşulu getirilmişti. Rum Ortodoks Kilisesi’nin etkinlik alanı da sadece dini konularla sınırlandırılmıştı. Papaz Bartholomeos’un, ABD ve AB’den aldığı destekle “ekümenlik” iddiasını yargı kararlarına rağmen sürdürmesi, dış güçlerin piyonu olduğunu gösteriyor. Yargıtay, tamamen Türk hukukuna tabi olan Patrikhane’nin ekümenik olduğu iddiasının yasal dayanağı bulunmadığına karar vermişti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesine yönelik okyanus ötesinden ve Batı’dan kurgulanan senaryoları deşifre edenlerden biri de İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir oldu. Türkiye’ye yönelik sürdürülen psikolojik savaşı anlatan Nevzat Erdemir, Türkiye’de başlatılan projenin mutfağında da yine tanıdık bir isme dikkat çekti. Anadolu”da İslam ve Türk kültürünün altının oyulduğunu, Anadolu’dan Türk mührünü silme çalışmalarının yapıldığını belirten Erdemir, ABD Kongresi”nin “Türkiye’de Din Özgürlüğü” ve “İnsan Hakları” ile ilgili olarak hazırlattığı 1990, 1999 ve 2000 tarihli raporlara dikkat çekerek, bu raporlarda Türkiye’yi parçalamaya yönelik senaryoların madde madde dile getirildiğini belirtti. Türkiye’de bir eylem planı yürütüldüğünü ve öncelikle uluslaşma sürecinin en önemli ilkesi olan laikliğin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını belirten Erdemir, şunları kaydetti: “Siyonist Yahudileri, Siyonist Hıristiyanların, küreselci emperyalistlerin ve CIA Ortadoğu görevlilerinin 60 yıldır Türkiye’ye dayattığı “Osmanlı’ya dönün, İslam’ın önderi olun” savı, yerli taşeronlar eliyle Türkiye”de uygulanıyor.” Avukat Erdemir, ABD’nin, Türkiye’yi akıl ve bilim eksenine dayalı ulus devletten, teokratik ilkelere dayalı devlete çevriltmeyi amaçladığını vurguladı. Erdemir’e göre, bu süreçte önce devlet yapısı federatif yapıya dönüştürülecek, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yasallığı tartışmalı duruma sokulacak, din özgürlüğü görüntüsü altında Lozan”ın geçersizliği savunulacaktır. En büyük hedef, Cumhuriyet devletinin kuruluş aşamasında kabul edilen yasaların ortadan kaldırılmasıdır. Fener Rum Kilisesi’nin tüzel kişiliğe kavuşturulması, ekümeniklik istekleri, Heybeliada Ruhban Okulu”nun açılması, misyonerliğin etkinlerini serbest bırakılması ve yeni azınlıklar yaratma istekleri, hep bu ABD kongre komisyonu raporunda dile getirilen başlıkların uygulama safhalarıdır. Raporda Türkiye”deki anlaşmazlıkların kaynağı olarak “laiklik” ilkesi gösterilmektedir
ABD’li ünlü muhalif düşünür Noam Chomsky, ülkesinde yürürlükte olan sistemin bildiğimiz demokrasi tanımından çok farklı bir “demokrasi” olduğunu anlatıyor. Chomsky’e göre, sözkonusu sistem, gerçekte gizli ve görünmez bir totaliterizmdir. Çünkü sistem, arkasına halkın rızasını alarak işlemektedir, ancak bu “rıza” yı toplumsal beyin yıkama araçları yoluyla kendisi oluşturmaktadır. Chomsky, Türkçeye çevrilen “Medya Denetimi” adlı kitabında, Amerika’daki görünmez totaliterizmin, (Buna demokratik totaliterizm de denebilir) nasıl işlediğine ilişkin çarpıcı örnekler verir. Bu örnekler gösteriyor ki, ABD”yi yönetenler, bir konuda karar verdiklerinde, örneğin bir dış müdahale istediklerinde, medyanın karşı konulmaz büyüsünü kullanarak önce halkı bu konuda hazırlamaktadırlar. Amerika’nın saldırmak istediği hedef (Saddam, Noriega, İslami gruplar, Sandinistalar vs.) önce halkın gözünde birer “şeytan” a dönüştürülür. Bunu yapabilmek için medya aracılığıyla görünür propagandalar ya da bazen görünmez psikolojik bilinçaltı telkinleri yapılır. Sonuçta halka, yabancı bir ülkeyi işgal edip insanlarını öldüren Amerikan askerlerini alkışlamaktan başka bir görev kalmaz.
Chomsky, CFR’nin kurucusu, kendisi gibi Yahudi olan Walter Lippmann’ın, Amerika”da 20. yüzyılın başlarında uygulamaya konan “medya aracılığıyla sosyal kontrol sağlama” yönteminin en başka gelen savunucusu olduğuna dikkat çekiyor. Chomsky’nin “Amerikan gazetecilerinin en kıdemlisi” olarak tanımladığı Lippmann, yine onun ifadesiyle “rızanın üretilmesi, yani yeni propaganda teknikleri ile halkın istemediği şeyleri onaylamasını sağlama” teorisini geliştirmişti. Özellikle ülkesinin dış politikasına yönelttiği sert eleştirilerle tanınan ABD’li muhalif Chomsky, ABD’nin Türkiye’ye AB konusunda destek vererek Irak’taki savaşa katılması için rüşvet verdiğini da söylemişti. “ABD’nin daima, sert, baskıcı, zalim rejimleri desteklediğini” vurgulayan Chomsky, “ABD’nin Türkiye’yi diğer Müslüman ülkelere model olarak gördüğü” tezinin de yanlış olduğunun altını çizmişti.
CFR II. Dünya Savaşından sonra kuruldu. Finansörü Yahudi banker Rotschild, taşeronu ise, Yuvarlak Masa grubunun da kurucusu, aynı zamanda Filistin’i Yahudilere veren Balfour deklarasyonunun yazarı, Siyonist Lord Milner’di. Güney Afrika’da, Rodezya’da elmas ve altın yatakları keşfedilince Boerlere soykırım vari bir savaş başlatan da bu Lord Milner’dir. Hepsini Rotschild adına yapıyordu.
Milner’in kurmuş olduğu Yuvarlak Masa, Paris Barış Konferansı’nda İngiltere ve Amerika’nın ekonomik ve dış politikasında bir numaralı belirleyici faktör durumuna gelecek olan RIIA (Royal Institute of International Affairs – Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü yeni adıyla Chatham House) ve CFR’ye dönüştü.
RIIA Konseyi’nin başında bulunan Yahudi Astor ailesinin büyükbabası J. Jakop Astor ise 1816’dan itibaren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi ile uyuşturucu ticaretine giren ilk Amerikalıydı. Görüldüğü gibi RIIA’nın ve CFR’nin ardında başta Rothschild olmak üzere Yahudi finansörler vardı. Bu örgütün oluşumunda en büyük rolü oynayan Rothschild’in, o yıllarda siyasi Siyonizm hareketinin de en önemli destekçisi olduğunu düşünürsek, RIIA ve CFR’yi de bu hareketin asıl hedefine, yani Mesih planına uygun olarak tasarladığını görmek pek zor olmaz.
…………………
1973 petrol krizinden 6 ay sonra Japonya’da bir Bilderberg toplantısı yapılıyor. SSCB’nin yıkıldığı 1991’den sonra yürürlüğe konulabilen Yeni Dünya Düzeni’nin esasları belirleniyor bu toplantıda. İşte o esaslardan günümüze aynen yansıyan sekiz madde:
1- Ulusal orduları dağıtmak, uluslararası polis gücü kurmak,
2- Ulusal istihbarat örgütlerini sivilleştirmek,
3- Dünya genelinde borsalaşmak,
4- Dünya genelinde vakıflaşmak,
5- Karşılıklı bağımlılığı yaymak,
6- Ülke bütçelerini dengeli bir biçimde açık verir halde tutmak, sürekli ve artan borçlar döngüsüne sokmak,
7- Dünya genelinde özelleştirme yapmak,
8- Uluslararası ekonomik birliği kurmak.
Başımıza gelenleri, ülkemizde oynanan oyunları bu sekiz madde açıklıyor. Ordumuzun pasifize edilmesi de buna dahil.
bpakman.wordpress.com

www.azakoğlu.blogspot.com

İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''

 KONUK;  Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.