KİM YILAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
KİM YILAN etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2021 Çarşamba

KIM YILAN, KIM ZEHİRLI?



                                              KİM YILAN, KİM ZEHİRLİ?
Akp genel başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "ZEHİRLI YILAN" sözlerini Sedat Peker için kullandığını düşündüğüm, bu cümle ona atfen mi söylenmiştir bilemem!


Ancak bildiğim bir şey var.
Bu Müslüman görünümlü şeytanın evlatları münafıkların, yol yürüdüklerinin hepsi HAİN çıktı.
Çünkü bunlar da HAİNLER.
Merak ettiğim şu; Akp iktidarı öncesi Türk toplumu en ufak bir sıkıntı çektiğinde hükümetleri alaşağı etmeyi kendisinde Demokratik hak olarak görebiliyordu.
...Ve bu eylemleri toplumun ortak dili ile demokratik yollardan gerçekleştirebiliyordu.
Sokaklara inen Türk  halkına  sen terörsün diyebilme cüretsizligini Akp iktidarı  hariç,  hiç bir dönem diyebilen bir iktidar ben görmedim, diyebilen iktidarda olamamıştır.
Demokratik toplumlar zaman zaman yöneticilerinin ülke idarelerini beğenmeyerek tepkilerini sokaklara taşıyarak kırmadan dökmeden yapabiliyordu.
Türk topluma bugünkü demokratik hakkını kullanması gereken yerlerde, demokratik tepkisini kullanmamasındaki etken ne olabilir?

Toplumun algısı mı değişti?
Anlayışı mı değişti?
Gelişimi mi değişti?
Refah seviyesi mi değişti?
Demokrasisi mi değişti?
Insanİ yapımız mı değişti?
Anlamıyorum ne değişti?
Ya da Değişen ne?


Galiba Türk toplumunda kişilikler, karakterler ve algılarla yönetilen korkular değişti.
Türk toplumunun büyük bir oranı ülkenin yönetilmediğini görmesine rağmen tepki vermemesini içine atmasına korkutularak sindirilmesine bağlıyorum.
2000 Yılı öncesi olsaydı Türk toplumu doğru düzgün yönetilmediği nin tepkisini her şekilde verirdi.
Toplumda korkutulma sindirilme bastırılma politikası uygulayan iktidar maalesef toplumun bugün büyük bir kısmını mankurtlaştırarak, sesini doyuramaz hale getirdi. AKP hükümeti iktidara geldiği 2002 yılından 2021 yılına kadar öyle pis işlere bulaştı ki, bunları sayfalar dolusu kitaplar yazsak mutlaka gözden kaçırdığımız, aklımıza gelmeyen veya unuttuğumuz onlarca durum açıkta kalır.
AKP hükümeti 2007'de başlayan süreçte PKK ile adına çözüm diyerek başladığı Türk devletine Türkiye Cumhuriyeti'ne ihanet süreci olarak kayıtlara geçmiştir. Bu sürecin teferruatlarını yazmayacağım. Çünkü bu 25 li yaşlardaki gençlerin bile Akp nin bu ihanet sürecini bildiğini biliyorum.
2010 yılına gelindiğinde, Akp hükümeti ve ortağı olduğu ihanet şebekesi Fetö, ile birlikte, yargıya müdahale ederek yargıya kendilerinden gördüğü Akp li, Fetö'cü, Ak Fetöcüleri doldurdular.
Sonra ne mi oldu yargıdaki yargısız infazlar Türk toplumunda infiale yol açtı.
Sözde Ümraniye'de bir gecekonduda el bombaları silahlar çeşitli örgüt dokumanları ile başlayan sahte delillerle Türk milletinin asaletli karakterli Vatansever Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları muvazzaf subay astsubay komutan ve beğenmedikleri herkesi bu düzmece sahte delillerle birer ikişer üçer beşer eker teker sahte delillerle suç İsnat ederek içeriye attılar. Hatta bunun için Silivri'ye koskoca bir mahkeme kurarak en sonunda da adına Ergenekon dedikleri yüzlerce muazzaf komutanı, vatansever sivil, bürokrat, siyasetçi Silivri Cezaevi'ne doldurdular. 

Kurgu sahte delillerle yargıladılar. 

Yargılama süreci 6-7 yıl sürdü ve suçsuz yere onlarca vatansever Atatürkçü sivil bürokrat, komutan, Silivri cezaevinde kaldı.
Sonrası mı tabi ki sonrası delil yetersizliğinden, yani delillerin sahte olduğundan hiç bir Silivri Cezaevi tutuklusu Ergenekon'dan yargılanan kalmadı.
Haliyle Silivri'ye kapatılan vatansever muazzaf komutanların yerine yine aynı şekilde hain Fetö ve Akp haininin işbirliği ile Fetö'cü yani Ak Fetö'cü komutanları Silivri'de içeriye atılan komutanların, sahte delillerle mahkum edilen komutanların yerine atayarak getirdiler.
2016 : 15 Temmuz'un a gelindiğinde tarih, Akp nin ve Fetö'nün Ak fetö'cüleri,
Türkiye Cumhuriyeti'ne Darbe yapmaya kalkıştı.
Tabi ki bu kalkışmanın arkasında Akp nin ve Fetö'nün ortak bir planı var olduğunu düşünüyorum.
Böyle düşünmeme neden olan da bu günkü Akp iktidarının tek başına iktidarda kalabilmesi, Başkanlık sistemini getirebilmesi düşüncesi yatıyor. 

Akp genel başkanının ve bugünkü cumhurbaşkanı Sayın R, Tayyip Erdoğan'ın da başkanlık sistemini Türkiye Cumhuriyeti'ne en kolay şekilde getirebilmesi ne olanak sağlaması için kurgulanmış bir darbe olduğunu düşünüyorum.
Eğer kurgulanmış bir darbe olmasaydı, darbeye kalkışan veya öyle olduğunu iddia edilen herkes her muazzaf komutan Amiral, general, askeri lise öğrencileri, rütbesiz asker dahi yargılanmasına rağmen, darbeye kalkışan bir tane Akp li Ak Fetöcü  bulunamadı.
Ancak şundan çok eminim ki; Türk milletine bu darbeyi yutturmaya çalışan Akp ve ortağı Fetullah Gülen haini idi.
15 Temmuz 2016 gecesi 250 Türk vatandaşı katledildi.
Türk vatandaşlarının öldürülmesi ile alakalı hiçbir adli tip incelemesi yapılmamış iken adli tip incelemesi yapılmasına da Akp hükümeti ve genel başkanı  tarafından yasak getirildi.
Burada sormak istediğim soru şu; Eğer bu bir darbe kalkışması ise katledilen 250 vatandaşımızın adli tıp incelemeleri ve bunlar hakkında dava açılmasına neden olanak tanınmadı?
Aynı gece yüzlerce yargı mensubu memur bürokrat kolluk güçleri polis, asker binlerce tutuklama nasıl yapılabiliyor?

Tutuklaması yapılanların %95 sivil.
Bu tutuklamaların yapılabilmesi için aylar önce, yıllar önce, bu tutuklanan kişiler hakkında kovuşturma soruşturma yapılması gerekmiyor muydu?
2 Gün içinde 110 bine yakın açığa alma, 60 binin üzerinde de tutuklama oldu.
Bu tutuklamaları, açığa almaları neye göre yaptınız, hangi fişlemelere göre?
Kısacası açığa aldığınız onlarca insanı bir iki gün de açığa aldınız. 

Bu insanları açığa almanız için dayanak, tutanak ne bu kadar insanı iki günde nasıl tespit edebildiniz?

Demek ki ben de o zaman şu soruyu sormak gereği duyuyorum; Kumpas içinde kumpas var mı? düşüncem ister istemez, bu soruyu sorms isteği oluşturuyor.
Ankara'nın ilçesi Kahramankazan'da katledilen, kolluk kuvvetleri onlarca polis. 

Boğaz Köprüsü'nün ayaklarının tepesinden snayper la vatandaşa açılan ateşler sonucu onlarca vatandaşımız köprünün üstünde herkesin gözü önünde cereyan eden keskin nişancı veya nişancılar tarafından öldürüldü.
Kafası boynundan kesilmiş askerlerimiz, ana kuzuları gördüm.
Keskin nişancılar ile öldürüldü diyorum çünkü televizyonlardan biz bu görüntüleri canlı olarak izledik.
Aradan bir iki gün geçti. 

Akp hükümeti sıkıyönetim ilan etti.
İlan edilen sıkıyönetim 2 yılı aşkın bir süre devam etti.
Akp Türk toplumundan istediğini  bir bakıma almıştı. 

Akp genel başkanı sayın R, Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta dillendirdiği başkanlık sistemi idi. 

Cünkü başkanlık sistemini Türk toplumuna bir şekilde getirdi ve kabul ettirdi.
Akp iktidarının kirli Sarmaları burada ne yazık ki bitmiyor.


Akp cumhurbaşkanı 2019'daki genel seçimlere giderken, R,Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olurken, yanında partner olarak bu sefer mafya çete lideri olarak da bildiğimiz liderlerinden ''Sedat Peker'i yanına alarak  Türk toplumuna karşı yanında korkutma, sindirme, baskılama, sopası,  manavela'' olarak kullandı.
Akp ve genel başkanı 2019 da da seçimlerde istediğini halkı sindirerek, baskılayarak bir şekilde seçimleri, Yüksek Seçim kurulu'nu ve siyasetçileri yani muhalefeti de manipüle ederek kazandı.
Yani Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu.
2019 seçimlerinden sonra 2 yıl geçti, yıl 2021.
Yine Türkiye'deki ünlü çete lideri mafya kabadayı Alaattin Çakıcı infazını çektiği cezaevinden çıktı.
AKP nin yanına aldığı seçimlerde toplumu korkutmak, baskılamak için sopa olarak kullandığı Sedat Peker'i gözden çıkarmış olacak ki, Sedat Peker'in hakkında kovuşturma soruşturma ve tutuklama kararı olduğundan, Sedat Peker Türkiye Cumhuriyeti devletimden dışarıya kaçtı.
Sedat Peker videolar yayınlayarak da çeşitli sosyal medya platformlarından  Akp nin içinde bulunduğu,  pisliğe batmış ilişkileri, ilişkiler yumağını, çeşitli bakanları bürokratlarının aralarında geçen kirli ilişkileri açıklamaya başladı.

Ancak burada dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta daha var !

Sedat Peker Akp nin içindeki ilişki kurduğu herkesi yerle bir ederken Cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan'a "Tayyip abi" demesi ve onu her sözünün arkasında korumasına hiçbir  anlam veremedim diyemeyeceğim.
Tabii ki anlam veriyorum da anlam verdiğimde de  benim aklımdan şu soruyu sormak geçiyor.
Bu kirli ilişkiler yumağı içinde yeni bir Akp ve genel başkanı ortak kurgusu mu var diye de düşünmeden edemiyorum !

 Akp ve genel başkanı bu kurgulara yaparak 20 yıldır toplumu kandırarak iktidarda.

Akp yaklaşık olarak 20 yıldır bu ülkeyi bir şekilde idare ediyor.
Akp Türk toplumunu yanıltarak, kandırarak, aldatarak, korkutarak, baskılayarak, uyutarak hala yönetmeye çalışıyor.
Benim buradaki kızgınlığım Akp'ye değil, Akp nin oy verenlerine. 

20 Yıldır  uyutulduğunu, kandırdığını görmeyen,  "Türk milletinin salaklarına"..

ismailazakoglu@gmail.com

www.azakoğlu.blogspot.com

İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''

 KONUK;  Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.