23 Ocak 2020 Perşembe

''KANAL İSTANBUL ÜLKEMİZE VERECEĞİ ZAFİYETLER VE BÖLÜNMEK'' !


''KANAL İSTANBUL ÜLKEMİZE VERECEĞİ ZAFİYETLER VE BÖLÜNMEK'' !

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü en öndeki akli düşüncemizde tutularak, ülke çıkarlarını ön planda gözeterek politikalar üretmeliyiz. Ülkemizin bölünmesi hevesinde olan yabancı ülkelerle eş güdüm halinde çalışan siyasi parti ve işbirlikçilerinin olduğu, topluma korkmadan bilgilendirme ve aydınlatılması için anlatılması, toplumu birlikte hareket etmeye bu projeye olumsuzluklarını da ortaya koyarak, dur demeli düşüncesini doğrularıyla, yanlışlarıyla birlikte anlatılmalıdır..


Siyasi partiler; parti üyelerini en güzel iyi uyutabilecek bireysel olarak, Türk toplumun en en büyük açığı ve zafiyetidir !
Siyasi parti üyeliği altında kendisini daha güçlü ve kuvvetli olabileceğini düşünen birey, parti üyeliğini yaparak kendisini siyasi partiye adayan bir nefer oluyor.

İl ve ya ilçe yönetimlerinde olsa da siyasi partiler doğru dürüst, ülke için projeler üretemiyor ise, il ve ilçe teşkilatlarının sadece yönetim kurullarında alınan kararlarla, çıkartılan kararlarla parti iştahaatları yürümez, yürüyemez.
Siyasi parti genel merkezlerinde politika üretilmeli, siyaset geliştirilmeli.
Ülkemiz adına zafiyet oluşturan konulara atıfta bulunularak, Türk toplumu ayıkdırılmalı, uyandırılmalı, bilgilendirilmelidir.
Sırf muhalefet olsun diyerek siyaset yapılması anlamsız ve ifadesizdir.

Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü en öndeki akli düşüncemizde tutularak, ülke çıkarlarını ön planda gözeterek politikalar üretmeliyiz.

Ülkemizin bölünmesi hevesinde olan yabancı ülkelerle eş güdüm halinde çalışan siyasi parti ve işbirlikçilerinin olduğu, topluma korkmadan bilgilendirme ve aydınlatılması için anlatılması, toplumu birlikte hareket etmeye bu projeye olumsuzluklarını da ortaya koyarak, dur demeli düşüncesini doğrularıyla, yanlışlarıyla birlikte anlatılmalıdır..

Toplum nezdinde ülkemize dayatılan, adına ''KANAL İSTANBUL DENİLEN, Amerika birleşik devletleri tarafından ülkemize kabul etirildiğini düşündüğümüz, Ülkemizdeki Akp hükümetinin kendi planıymış gibi sunduğu PROJE, ülkemize İHANET Projesi olduğu ANLATILMALIDIR''...
Siyasi partiler bulunduğu toplumu aydınlatıcı geliştirici, refah seviyesini yükseltecek, demokrasisini geliştirecek, projeler ürettiği politikalarla ayakta kalabilir, büyüyebilir.
Siyasi partiler; Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, vatandaşlarımızın birbirini kucaklayıcı politikalar üretmek durumu olmalıdır.
Aksi halde ülkemizi kaybedeceğimiz, yada bir kaça bölünme İHTİMALİ planlarını gördüğümüz, adına KANAL İSTANBUL PROJESİ adı denilen proje ortadayken, siyasi partilerde toplumu aydınlatmadığı için bu İHANETİN işbirlikçisi ORTAĞI olacaktır!
Türk ulusu alt ve üst kimlikleriyle, siyasi parti dürtüsünde ve güdümünde olmadan ''kendi özgür iradesiyle'' şu düşünceye sahip olmalıdır; Ben bir Türk vatandaşı olarak, ülkemin bütünlüğünü mü yada bölünmesine mi taraf olmalıyım !
Bizlere kırmızı kurdalelerle süslenmiş her projeye balıklama atlamalımıyım, yada sunulan projeyi araştırıp esas amaçlanan, bizlere sunulan proje veya projelerin arka planında ne gibi işbirlikler ve ne gibi anlaşmalar var, olgusunun arka planını tartışmalı, düşünmeli anlamalıyız,dır...

KANAL İSTANBUL Ülkemize ne getir, ne götürü,rü araştırıp, tam bilgi sahibi olmak zorunda isek.
Tek kelimeyle adına ''KANAL İSTANBUL diyerek dillendirilen PROJE, Montreux Boğazlar Sözleşmesi'nin FESHİDİR''!
Siyasi partilerde tam bu noktada harekete geçerek, bu projenin olumsuzluğu hakkında, bilim adamlarının, gerçek verileri, CED RAPORLARININ desteği eşliğinde, ÜLKEMİZE yapılacak olumsuzlukları, ülkemizin stratejik, yani ASKERİ anlamda çok büyük zafiyete uğrayacağı, MONTRÖ Boğazlar Sözleşmesinin geçerliliğini kaybedeceği, yabancı Askeri gemilerin Akdeniz'e dolduğu gibi Karadeniz'e de dolacağı, yani ülkemizi savaşmadan üç taraftan kuşattıracağımızı, OSMANLI İMPARATORLUĞUNUN bir kurşun atmadan MÜTTEFİK GÜÇLERİNE İstanbul'u yani Osmanlı İmparatorluğunu teslim ettiği gibi ÜLKEMİZİ TESLİM ETMİŞ OLACAĞIMIZI LÜTFEN UNUTMAYALIM !.
Türk ulusunun top yekün KANAL İSTANBUL projesine karşı durup, Ülkemiz bölünmez bütünlüğüne sahip çıkmak, yeniden bizleri toparlayacak Mustafa Kemaller gelmeyeceğini bilerek, düşünerek, her birimizin iyi birer vatan sever olarak, Mustafa Kemal'in bizlere öngördüğü ölçülerde ki seslenişi; EY TÜRK GENÇLİĞİ BİRİNCİ VAZİFEN TÜRK ULUSUNU, TÜRK MİLLETİNİ İLELEBET MUHAFAZA VE MÜDAFA ETMEKTİR olma düşüncesinde olmaktır.
TÜRK Ulusunun asil evlatları kendisini Türk ulusunun bir ferdi olarak gören herkese sesleniyorum !.
Ulusumuzun vatan sever SOYDAŞLARINI ülkemize, ÜLKELERİNE sahip çıkmaya çağırıyorum !.
Siyasi partilerin bu işin sadece magazin kısmında olduğunu bilmelisiniz!
NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYEBİLEN HERKES ULUSUNA, SAHİP ÇIKMALIDIR !
Kaynak: ismailazakoglu@gmail.com


'TÜRK VATANININ ''KANINI EMEN ASALAKLAR''

''TÜRK VATANININ ''KANINI EMEN ASALAKLAR''

ismailazakoglu@gmail.com
FETÖ PKK IŞİD VE  ÇEŞİTLİ TARİKATLAR 
Devlet Damarından kan almadıkça, Devlet Ananın memesinden emmedikçe hiçbiri bir b.k değildir.
Bu alçakların devletten beslenmelerini durdurun, bir anda basit birer çete haline gelirler ve devlet güçlerinin kahredici yumruğunu yedikleri anda yok olur giderler.
Öncelikle yapılması gereken, bu örgütleri yaratan emperyal güçlere teslim olmuş ve devlet kapılarını bunlara açan “Ahmak Siyasetçileri” demokratik yolla yok etmek ve bağımsız yargı önünde hesap vermelerini sağlamaktır.
Terör örgütlerinin ortak özelliklerinden biri, olduklarından güçlü ve büyük görünmek istemeleridir.
Biri bin yapmada çok ustadırlar.
Hele devleti yönetenler “Ahmak, Saf ve cahil” siyasetçilerden oluşuyorsa, örgütler bunları “Kandırıp” aldatırlar.
17/25 Aralık 2013 Yolsuzluk Hırsızlık Rüşvet ve Sıfırlama olaylarından sonra, ülke gündeminin bir numarasına FETÖ oturdu.
FETÖ, Türk Kamuoyuna öyle büyük bir canavar gibi takdim edildi ki, çoğu insan korkusundan hiçbir alakaları olmamasına rağmen bu örgüte para ve güç yardımında bulundu!
Gerçek öyle mi acaba?
Bu örgüt Erdoğan’ın dediği gibi çok güçlü mü?
FETÖ, 2010 yılında “Eşrefpaşalılar” diye bir sinema filmini gösterime koydu. FilmFethullah Gülen’in hayatını anlatıyordu. 
Gülen rolünü, Mavi Marmara aktivistlerinden olan Sinan Albayrak oynamıştı.

Filmin teşekkür kısmının en başında şu yazıyordu! (O’na Sonsuz Teşekkürlerimizle…)

Cemaat, filmin çokça seyredilmesi için kendi gazete ve televizyonlarında olağanüstü reklam yaptı.
Cemaat üyeleri, İmam Hatip Okulları filme otobüslerle taşındılar.
Film tam 23 hafta, yani, 161 gün oynadı. 161 günün sonunda filmi 486 bin 833kişi izlemişti.
Aynı anda gösterime giren “Recep İvedik1” ise sadece 17 gün oynadı.
17 günde Recep İvedik filmi 3 milyon 150 bin kişi izledi!
Bir tarafta milyonlarca liralık reklamlar, insan taşımalar, zorlamalar karşılığında yaklaşık 500 bin kişi, diğer yanda Şahan Gökbakar’ın Recep İvedik tiplemesi, 3 milyon 150 bin kişi
Erdoğan ve Gülen yan yana, can cana kol kola yanak yanağa Türkiye’yi yönetip devlet  Cemaat militanlarıyla doldururken Gülen Pensilvanya’dan şöyle sesleniyordu; “Hepiniz AKP’ye oy kullanacaksınız.
Hatta mezardakilere bile oy kullandıracaksınız!”
Seçimden sonra Erdoğan; “Okyanus ötesine selam olsun, Hocaefendi gel, bu hasret bitsin artık” diye sevgisini dünyaya ilan ediyordu.
Sonra TÜRKİYE RANTINI  KASASINI BOŞALTMA HIRSIZLIK paylaşım kavgası yüzünden olaylar patlayıp, pislikler ortaya dökülünce, Cemaat AKP’ye oy vermeyeceğini ve verdirmeyeceğini açıkladı!
Seçim sonucunda görüldü ki,Cemaatin oy gücü sıfıra yakınmış…
Değerli arkadaşlarım, kıymetli okurlarım;
Gerek FETÖ, gerek PKK, gerek IŞİD gibi örgütlerle Erdoğan ve AKP ilişkileri üzerine yukarıdaki gibi onlarca örnek verilebilirim ama nasılsa tüm bu olaylar ilerde yargının işi haline gelecek ve biz de, TÜRK milleti olarak elbette elimizde ki tüm belgeleri yargı ile paylaşacağız diye düşünüyorum.
Şu sorulara, hepimiz kafamızda yanıt arayıp sorgulamalıyız;
Erdoğan ve AKPCemaate bu kadar güç ve yüz verip devletin kozmik odalarına kadar sokmasaydı, CIA’nın eğittiği Cemaat militanlarını devletin en hassas birimlerine yerleştirmeseydi, özellikle güvenlik bürokratlarından yalakalar ile değil de, ehil kişilerle çalışsaydı, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi Türkiye’nin başına gelir miydi
Bu iş birliklerin TC YÖNETMEDE 10 Yılı aşkın AKP CEMAAT ORTAKLIK neticesi, sonucu değilmiydi?  
15 TEMMUZ  KALKIŞMASI DARBE VEYA ADI HER NE İSE
Erdoğan ve AKP, “Çözüm Süreci” diye elinde silah olan katillerle masaya oturup, onları Türk Devletinin muhatabı yapmasaydı! Valilere emir verip Askeri kışlasına, Polisi Karakoluna tıkıp, tüm Güneydoğu bölgesini PKK’nın emrine vermeseydi, onlarca bombalı tuzak, düzenek, tünel, barikat yapılırken görmezden gelmeseydi, 2002 yılında sıfır noktasında devraldığı terör, bugünkü seviyesine gelir miydi?
Erdoğan ve AKP, “Başımıza gelen tüm kötülüklerin ana sebebi berbat derecede kötü Politikamızdır”

MHP GENEL MERKEZ'İ ÜLKÜCÜLERE SAHİP ÇIKMADI !


 ismailazakoglu@gmail.com
MHP GENEL MERKEZ'İ ÜLKÜCÜLERE SAHİP ÇIKMADI !
Yarınlarımız karanlık' gideceğimiz yol kapalı' 
Sahip çıkanımız yok!! 
Sırtımızı dayadığımız, bir kale, sur yok!! 
Biz kağıttan bir kale misali rüzgarın esintisine göre yönümüzü hep başkaları tayin etmiş.
Dereler misali hep kendi yatağımızı kendimiz bulmuşuz,
Yanlışa, yandaş olmamış, yanında durmamışız, 
Haksızlığa karşı Adaletin, Hakkın, haklının, Ezilenin yanında yer almışız. 
Biz Adaletin temsilcisi gibi, Hukukun tecelli etmediği yerde, haklıya, Hakkın yanında arka çıkmayı vebal biliriz..
Genci, yaşlısı, hep bu uğurda hayatlarından olmadımı?
Çatlı'lar, Muhsin'ler Önkuzu'larından, Kılıçkıran'larından, Çakıroğlu'ndan ÜLKÜCÜ Şehitlerimizdir bahsettiğim.
Aslan yürekli, kanı deli , Adaletin olmadığı yerde, sırtını Hakka dayayarak, dağlar kadar koca yürekli, çelik bilekli ÜLKÜ yiğitleri değilmiydi bu insanlar?
Verdikleri mücadele, ''savaş'' nedeni neydi?
Tek istedikleri bir şey vardı değilmi ?
Bu cennet vatanımıza, milletimize, bayrağımıza hiç bir embesil, hiç bir hain emel, kem bakmasın, bakamasın diye değilmiydi?
Binlerce ÜLKÜ şehidimizi vatana olan bağımlılığımız, Albayrağa olan sevdamızdı. 
Bu sebeple vermedik mi; beşbinlerin üzerinde şehit sayısıyla hayatlarımızı?
Bu sevdanın ''savaşını'' yaptığımızda yanımızda kimler vardı bir bakalım isterseniz!!
Dedik ya sevda bu işte, bizdeki vatana olan aşk her şeyin üstündedir!!
Tüm hayatım, yaşantım boyunca başka hiç bir sevdam olmadı, tek kaygım vatandı daima.
Ne var ki bu ''savaşta'' hayatlarımızı hiçe sayarak, birer, ikşer harcandık, yok edildik katledildik, şehit olduk bu kavga uğruna.
Sonrası mı?;
Sormayın her yanı kevgir gibi, açık seçik, ayan beyan, belli değilmi?
ÜLKÜ şehitleri hayatlarından, yarınlarından yaşamlarından, sevdiklerinden oldular.
Geride kalanlarına ne sahip çıkıldı, ne hatırlandı ne de soruldu!!
Kendi başlarına kalakaldılar, yaralarıyla, acılarıyla kaldılar, unutuldular.
Ancak arkadaşlarınca anımsanarak geçmiş hayatları, anıları yad edildiler.
Bu ÜLKÜ neferlerinin bağlı bulunduğuğu, gönül verdikleri, temsil edildiklerini düşündükleri bir ocak, bir ana baba ocağı gibi gördükleri yer vardı tabi.
İşte bu yerin, ocağın adı değilmiydi? MHP genel merkzi?
Yaklaşık 50 Yıllık MHP genel merkezi, ÜLKÜ şehitlerimize sadece cenazelerinde taziyelerini gönderek, temennilerini illeti.
Bunun akabinde bir daha hiç bir şekilde ilgilenilmedi. 
Şehit ÜLKÜ erleri bir daha görülmez, arkasında durulmaz, sahip çıkılmaz!! Hep öyle değilmiydi zaten!!
Fırat yılmaz Çakıroğlu içinde böyle olmamışmıydı?!!
Dedimya yine aynı sorun! aynı arkasızlık, sahip çıkmamak!!
Sonrası,mı? Dramatik elem dolu ve hüzün acı bir çoğu abilerimizin halii;
Bir gün hepimiz hakka yürüyeceğiz, sebep, neden nasıl olacak bilinmez,. 
Bilmemiz gereken özüyle, özlü sözüyle gerçeğiyle şu!!
MHP  GENELMERKEZ ÜLKÜCÜLERE SAHİP ÇIKMADI !!
Hatta 1 Kasım 2015 Genel Tekrar Seçimleri  sonrasıda MHP genel merkezine duyulan güvensizlikten dolayı geğişim istenmiş ve MHP genel merkezi muhkimleri tarafından ÜLKÜCÜ kıyımı başlatılmıştı. 
Asla böyle bir düşüncenin, MHP genel merkezinin tabela üzerinde var olmasından öteye geçeemeyecektir !!.  
Hiç bir ÜLKÜCÜ ye çare  ifade anlamı olmayacak bu düşüncenin ardından ÜLKÜCÜ yürümeyecektir.
MHP genel merkezinin kalmadığını artık görmek içlerimizi acıtıyor olsada, gerçekleri görmek durumunda, zorundayız.. 
Her ÜLKÜ  SEVDALISI şunu düşünmekte çok haklı;
Artık ''benim ÜLKÜM kalbimde bende kalsın demektedir''
Siz MHP genel merkezi, ''sadce MHP TABELANIZLA kalın'';!! ...

MERAL AKŞENER'İN YOL ARKADAŞLARI KİM OLMALI?

MERAL AKŞENER'İN YOL ARKADAŞLARI KİM OLMALI?
Değerli arkadaşlar;
Konuyu o tarafa bu tarafa döndürmeden, eğmeden bükmeden,  kendi mecrasından çıkartmadan saptırıp dağıtmadan sade bir dille düşündüklerimi anlatmaya çalışacağım.
Şimdi konuyu geçmişten örnekler vererek etraflıca ele almaya gerek olduğunu düşünmüyorum.
Sayın Meral Akşener hanım efendinin kuracağı partinin yeni vizyona, yeni heyecana sahip, yeni nefese, yeni nifüza sahip olmalıdır düşüncesindeyim.
Kurulacak partinin  yol arkadaşlarının da yeni yüzlerden olması gerektiğini düşünmekteyim. 
Bilgili, genç, dinamik temiz bir siyasi geçmişi olmalı. ahlak edap kural, kanun, hukuk ağdap bilmeli.
Geçmişte çeşitli sahsi emellerine şahsi çıkarlarına partiyi kullananlar ''kirlenmiş siyaset atığı''  siyasetçilerden değil de bu anlatmaya çalıştığım kriterlere uygun olmalıdır!!
Aksi takdirde Türkiye bir siyasi parti çöplüğü durumunda olduğundan malumunuz üzere yeni kurulacak partide bu yapıdaki şahsiyetlerin yer, makam sahibi olmaları partiyi çöplük durumuna getirecektir.
 Bu saydığım değerleri anlatırken şuna karşı olduğum düşüncesine kapılmayalım!!
Kurulacak yeni partide tabiki yaşı olgun siyasetçilerimiz de olmalı.
Partiye değer katacak tecrübe, deneyim bilgi yaşanmışlıklarımızı iyi örneklerle şu yapılmalı, bu yapılmamalı fikir babında öngörü sahibi engin tecrübelerinden faydalanabileceğimiz değerli abilerimiz de kesinlikle olmalıdır.
Ancak yukarıda belirttiğim üzere kriterleri uygun olmalı!!
Bu etik anlamdaki düşünce bizlerin temel esaslarımız olmalıdır.
Sözün özü;
Temiz siyaset, temiz siyasetçilerden olmalıdır..
''Skandallar yaşamış parti kimliğini şahsi egosu için kullanmış, partisini kirletmiş siyasetçilerle'' bu yolları aşabileceğimizi düşünmüyorum!!!
Etik değerlerimizin kaybolup yok olduğu son 16 yılın AKP siyaseti zihniyetinden Türk milletinin kurtuluşu ancak bu yöntem, kural, ahlak hukuk demokratik değerlerimize sahip çıkacak, yarın konjoktör değiştiğinde ''kendini siyaset üstü görerek parti kimliğinden uzaklaşmayacak kendisini harcatmayacak, kişilikleri sağlam karekterli siyasetçilerle olur ancak''!!!.
Geçmişteki kötü siyasilerden örnekler vermedim;
Nedeni yakın geçmişimizi bir çoğumuz biliyor yaşananları gördü dinledi, izledi, okudu..
Anlatmak istediklerim tabiki bu kadar değil ancak kısa ama öz anlatmaya çalıştım..
Geçmişten ders çıkartamazsak kurulacak yeni partiyide böyle yok ederiz. 
Geçmişte çeşitli skandallarla yaşayan siyasetçilerin durumuna düşer o siyaset çöplüğüne atılır gideriz!!!
Gelecek bizlerin elinde diyorum...

TAŞDELEN DE TÜRKİYE'NİN YARINININ SİYASİ GELECEĞİNİ KONUŞTUK !

TAŞDELEN DE TÜRKİYE'NİN YARINININ SİYASİ GELECEĞİNİ KONUŞTUK !
Taşdelen ve Alemdağ'lı ÜLKÜCÜLER  ve çevredeki esnaf Taşdelen'de bir araya geldi. 
Çay sohbeti tadında güzel  bir siyasi söyleşi gecesi olduğuna iananıyorum. 
Sohbetin siyasi konukları arasında 25. dönem Niğde MHP millet vekili sayın Vedat Bayram, abimiz
Anadolu yakasının Medarı iftarı MHP Mv adayı Ümraniye ve Çekmeköy sınav kolejlerinin sahibi sayın Sabri Şenel abimiz misafirlerimiz idi.
 Haliyle misafirlerimiz siyasi kimliğe sahip olunca konuşmak içinde bir konu başlığı aramaya hiç bir çaba göstermedik..
 Yarının siyasi geleceğinin nasıl şekillenebilir ? düşüncesini, görüş ve tezlerini ortaya koyarak;
Yarının siyasi hareketleri neler getirir neler götürür bunları konuştuk.
Sohbetimize erken gelen kıymetli  konuğumuz 25. dönem Niğde MHP millet vekili sayın Vedat Bayram abimiz idi. 
Tabi doğal olarak konu Sayın Meral Akşener hanım efendinin  yarının Türkiye'si  yönetimi üzerinde  etkileri olup olamayacağı üzerinde tartıştık.
Siyasi kimlik olarak bir şekilde kirlenmiş ve hala kendisine bir yer kapma düşüncesi olan şahıslar; Yeni oluşum olacak ise Yer makam koltuk kapmaya çalışan bu kirli siyasetçilerin yeni oluşum içerisinde makam mevki koltup sahibi olacakları takdirde temiz bir siyasi geleceğin sadece hayal olabileceğini, aksi takdirde siyasi partiler çöplüğüne dönen Türkiye'de bu insanların yeni oluşumu da kirleteceğini söyledi.Yani sözün özü; 
Kirlenmiş siyesetçilerle temiz siyaset olamaz noktasına geldik..
Sayın Bayram sözlerine şöyle devam etti :
Çok doğal bir sonuç olarak Sayın Meral Akşener'in bu konudaki çabasını meşakkatını eğiliminin, Türkiye'yi yeniden DOMOKRATİK SİSTEME Türkiye Cumhuriyeti'nin ''yasama yürütme yargı erklerinin yeniden ayrı ayrı erkler olarak tek elde toplanmamasının gereğini'' ve tek elden yönetilmesinin sakıncalarını anlattı ve sayın Akşener'inde bu duruma karşı olduğunu söyledi.
Ardından Vedat Bayram abimiz konuşmasını  noktaladı. 
Arkadaşlarımızdan müsade istedi ve Vedat Bayram abiyi  yolcu ettik.
Sohbetimize Vedat  abimizin konuşması  devam ederken sohbetimize iştirak eden  sayın  Sabri Şenel abimizde konuşmasına şöyle devam etti.
Bakın arkadaşlar; ''Türk milletinin ve bizlerin üzerimizden oynanan oyunların farkına varmalıyız''!! vurgusunu öne çıkararak ''emparyal güçlerin'' ülkemiz üzerindeki böl parçala yönet durumuna Türk milleti olarak bizler karşı olacağız buna karşı duracağız düşüncesini öne sürerek karadenizde başından geçen küçük ama vahim bir olayı aktardı.
Karadenizde  bir köyüe giderken yolda rasladıdığı turist görünümlü iki yabancı ülke mensubu vatandaşa raslaması ve onlarla olan diyaloglarını aktardı..
Kısacası ülkemiz YABANCI ÜLKE istihbaratçılarının cirit attığı ülke durumuna gelmiş düşüncesini öne sürdü..
Bizler de sohbete iştirak eden dinleyiciler olarak Sayın Sayın Sabri Şenel'in bu düşüncelerinin doğru tespitler olduğunun kanısındayız..
Konuşmasına şöyle devam eden sayın Sabri Şenel Irak Suriye ve  kısacası müslüman 22 ülke sınırları değişme planlarının öne çıkan nedenlerinin  batının bu ülkeler üzerindeki düşüncelerini,
Batının orta doğu üzerindeki kirli emellerini  anlatı.
Telafer de Musul'da ve çeşitli ülkelerde Türk soydaşlarımıza yapılan insanlık dışı davranışları katliamları anlattı.. 
TC Hükümetinin soydaşlarımıza sahip çıkması konusunda aynı kanıda olduğumuz düşüncesindeyiz herhalde arkadaşlar diyerek sözlerini noktaladı. ve sohbete iştirak eden arkadaşlardan müsade isteyerek  ayrıldı..

''GAZETECİYİM DİYE GEÇİNEN ''TASMALI ÇAKALLARA''

ismailazakglu@gmail.com
''GAZETECİYİM DİYE GEÇİNEN ''TASMALI  ÇAKALLARA''
Son günlerde   yandaş yanaşma tasmalı it çakal  embesil sürüleri ;
Bir takım kişiler tarafından   kullanılan uzaktan güdümlü yağdanlık, sözüm ona gazetecilik yaptığını zanneden şahsiyetsiz kimliksiz şerefsiz gazeteci görünümlü zırtapozlar çok çoğaldı.
Hatta bu üsteki saydığım vasıfların  tümünü üstlerinde toplamış biraz daha olumsuz sıfatı hak eden cinsten mertebesiz  insan görünümlü ucube yaratık Mehtap Yılmaz da bu sıfatlara uygun birisi. 
Sayın Meral Akşener'e bir takım hayvan sıfatları kullanarak aşşağılamaya ve yandaş yanaşma düzenin köpekliğini yapmaya çalışıyor.
Bu saydığım kişiliksiz gazeteci görünümlü ucube embesil beslemesi;  
Hemcinsi olan bir insana yapıyor bu karektersizliği hadsizliği saygısızlığı.
Sayın meral Akşener  Prf Ümit Özdağ ve Koray Aydın bey için ağzından köpükler saçmış.  
Bu gazateci  görünümlü şahsiyetsiz Mehtap Yılmaz; kuduz köpek embesil tasmalı..
Sözüm ona;
Lan edepsiz ahlaksız üstten aşşağıya kendine bak sana ykışan sıfatları düşün söylemini ondan sonra eyleme dönüştür!!
Sonra başkalarına bakmaya hakkın olabilme sıfatın olsun..
Kimin kapısında yallandığın belli tasmalı!!
PKK ile Oslo'dan habur' çözüm zırvası yapan TÜRK milletine ihanet edenlerin tasmalısısın.
 Apo piçini adam yerine koyan ondan yol  çözüm zırvası haritası çizmesini isteyen AKPnin tasmalısısın.
Diyarbakır da çözüm zırvasında Barzani haini ve tüm ihanet ortakları AKP ve  işbirlikçileri ile el ele tutuşup kucak kucağa dolaşanların megri megri diyenlerin TÜRK milletine hakaret edenlerin tasmalısısın..
2010 Referandumunda Yargıyı ele geçirmek için; Bizce hain olarak daima gördüğümüz nitelediğimiz;
Önceleri Cemat hareketi: Sonrasında Hizmet hareketi; daha sonradan Fetö terör örgütü ilan edilenlerin ortağı olan AKP'nin tasmalısısın.
15 Temmuzda bu ülkenin 250 öz evlatlarının katilllerinin tasmalısısın. 
17-25 Yolsuzluklarını hırsızlıklarını yapanların   tasmalısısın.
Balyoz kumpas davalarının sahte belgeleriyle vatan sever komutanlarımızı  içeriye tıkan ihanet ortağı düşüncelerin tasmalısısın. 
Ne istedinizde vermedik; diyenlerin tasmalısısın.
Felancı bizi kandırdı; Felancı  aldattı , kandırıldık diyerek TÜRK milletinin gözünün içine baka baka yalan konuşanların tasmalısısın. 
 Adını zikretmek anlamsız..
Kişiliksizlerin üzerinde sıfatlarıyla yakışanı söylenir. 
Senin gibi gazeteci görünümlü çakaldan  bile daha aşşağılık kişiliksize;
Kapı beslemesi demek en ahlaklısı... 

www.azakoğlu.blogspot.com

İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''

 KONUK;  Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.