14 Mayıs 2021 Cuma
''AKP CEMAAT CETE VE KiRLi iLiŞKiLER''

12 Mayıs 2021 Çarşamba
Chemtrail Spreyleme (Kimyasal Bulutlar) neden yapılır?
Mission Control Live: NASA Lands Perseverance Mars Rover (360 video)
2. Tarımsal alanların normal tohumlar ile ekilmesini önlemek ve GDO'lu tohumların (Monsanto şirketinin tohumlarının) ekilmesini yaygınlaştırmak için yapılır, çünkü "Alüminyum, Kükürt Dioksit ile temas eden toprak, normal tohum ile ürün vermez ve Kuraklık oluşur."
3. Haarp Teknolojisi ile iyonosferi, Hava durumunu olumsuz etkilemek, Fay hatlarını harekete geçirmek ve Depremlerin daha çabuk gerçekleşmesini sağlamak için yapılır.
4. Yalan olarak, insanlara ve devletlere, Küresel ısınmayı önlemek için, sizin iyiliğiniz için yapıyoruz denir ve onlardan katkıda bulunmaları istenir.
İnsanlığın sonunu getirebilecek H3N2 ve H3N3 virüslerini yayan Chemtrail Sprey'e karşı alınacak ilk tedbir, burundan nefes almaktır. Burun, hem klima gibi soğuk havayı ısıtır, sıcak havayı soğutur, hem de mikropların gelmesini engeller.
Gribe yakalandığını anlayanlar, 2 gün oruç tutarsa çok çabuk iyileşir.
Grip < Domuz Gribi < H3N2 < H3N3
H3N2, domuz gribinden daha tehlikeli, bu salgının zararları normal gripten çok daha fazla. Salgın, normal gripteki belirtilere ek olarak kusma, bulantı ve karınağrısı belirtilerini gösterir.
H3N2 virüsünden sonra çok daha tehlikeli bir virüs geliyor: H3N3. Bu virüs, hayvandan insana geçme geni taşıyor ve H3N2'den çok daha fazla kişinin ölümüne sebep olacak. Domuz gribi aşısının H3N3'ü tetikleyecek olması da ayrı bir vahim durum. Bu virüs, 5 kişiden 1'inin ölümüne sebep olma potansiyeline sahip.
H3N2 virüsünü almamaya dikkat edin, çünkü bu virüsü alanlar H3N3 ve diğer hayvan virüslerine karşı etkisiz kalacak. Burnunuzdan nefes alın, gerekirse ağzınızı ve burnunuzu kapatın (Mutlaka), spreysiz bir zamanda dışarı çıkıp oksijen depolamaya ve nefesinizi uzun süre tutarak ciğerlerinizi açmaya çalışın, güneşte en az 10-15 dk kalarak d vitamini depolayın ve doğal et-sebze-meyve gibi bağışıklık sisteminizi güçlendirecek gıdalara yönelin, bol bol namaz kılın, abdest alarak en önemli akupuntur bölgeleri uyarılır, namaz kılarak da çakralar açılır, Kıble yönüne dönerek de Galaksi'deki yıldızlara uyumlu manyetik bir bölgede (Dünya'nın Altın Oran Noktası: 1,618) durulur, bu sayede birçok rahatsızlık ve hastalığa karşı vücut daha dirençli olur.
Chemtrail Sprey ve Haarp, şeytanilerin dünya hakimiyeti için oluşturdukları sistemin, ABD'nin Georgia Eyaleti'ndeki nükleer bombalara dayanıklı Rehber Taşları üzerine 8 dilde yazdıkları 10 emrinden ilki olan "İnsan nüfusunu doğayla orantılı olarak 500 milyonun altında tut" sözünün gerçeğe dönüşmesine çalışmakta kullanılan, insanlık ve dünya için çok büyük felaketleri beraberinde getiren bir teknolojidir.
Chemtrail Sprey, uçaklardan salınan, Ebola, H3N2 ve H3N3 virüsü, başağrısı, alerji, deri döküntüsü, Alzheimer, astım, psikolojik rahatsızlıklar, göz, solunum, sindirim ve sinir sistemi hastalıkları, kanser ve hatta ölümlere bile yol açan, yağmur ve kar şeklinde ph değeri yüksek (asit haline gelmiş) yapay yağışlara, iklim değişikliklerine, depremlere ve mikrodalga (Microwave) etkisiyle küresel ısınmaya neden olan, çeşitli virüsler ve böcek ilaçlarından oluşan kimyasal spreydir.
Chemtrail Sprey'in yeni tanımı: Bu spreyler, insan vücuduna yönelik bir nano-teknolojik içerik aşılama işlemidir. Bu nano partiküller, insan beynine yerleşip insanların Cinlerle etkileşimini kolaylaştırarak tek merkezli denetleyen, her düşünceyi ve niyeti yakalamaya çalışan, gerekirse bireylere taarruz düzenleyebilecek bir çalışmadır.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=556940887721181&set=a.525851054163498.1073743591.203310399750900&type=1&ref=nf
Normal bulut pamuk gibidir, dairesel hatları vardır, Chemtrail Spreyler çizgi halinde ve çarşaf gibidir. Haarp makinesi kullanılarak radyo dalgalarıyla bu spreyler dağıtılarak bulut haline getirilir.
Chemtrail Spreyler, D vitamini almanızı engelliyor. Hergün 10-15 dk güneşlenip günlük D vitamini ihtiyacınızın tümünü karşılayabilirsiniz. Bunun dışında peynir, kahvaltılık gevrek, tereyağı, yumurta, mantar ve yağlı balık gibi gıdalara yönelmeniz gerekir. Eksikliğinde kemik, solunum, psikolojik, kas, kalp, böbrek, diyabet, kanser gibi konularda rahatsızlıklara neden olur.
Bu aralar rüya görmede, doğruyu yanlıştan ayırt etmede güçlük, çözülme, idrak, bilinç ve hafıza kayıplarında artış var. Son zamanlarda yaşlı kadınlarda baş dönmesi ve göz küçülmesinde artış gözlemleniyor, yaşlılara dikkat edelim. Bu konudaki teknolojilerinde kendilerini çok geliştirdiler.
https://www.facebook.com/benzersiz.illuminati.arsivi/photos/a.525851054163498.1073743591.203310399750900/553802321368371/?type=1
İnsanları psikolojik olarak etkilemekle kalmıyor doğaya da aşırı bir şekilde zarar veriyor. Toplu yunus, balina, kuş vb hayvanların ölümlerinin sebebi HAARP'in yaydığı olumsuz dalgalar ve Chemtrail Spreyler'den gelen kimyasallardır.
HAARP Deprem Makinesi'yle koordineli bir şekilde çalışan bu sistem, son zamanlarda özellikle psikolojik rahatsızlıklara ağırlık vermektedir.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=526269217455015&set=a.526269147455022.1073743593.203310399750900&type=1&theater
İlaçlar satılsın diye domuz olmayan yerde domuz gribi, insanlar dağlara çıkmaktan korksun, teröristler rahat dolaşsın diye kene olmayan yerde kırım kongo kanamalı ateşi, evde beslenen tavukları azaltıp insanları fabrikasyon tavuklara bağımlı yapmak için kuş gribi, Türkiye'nin imajı bozulsun, et sektörü karışsın diye deli dana hastalığı vb birçok hastalık ve rahatsızlığın bu spreylerden geldiğini, bu spreylerin içinde çeşitli üretilmiş virüsler olduğunu bilmeyenler için bir kez daha belirtiriz.
Chemtrail Spreyler, bazı yerlerde Morgellon isminde nano-teknolojik, fiber optik bir veba hastalığına neden olan parazit oluşturmaktadır. İplik gibi bir şekli olan parazit, dolaştığı deride yanık izi yada mutasyona benzeyen ciddi tahribatlara yol açmaktadır.
http://www.youtube.com/watch?v=vd5tDVzfb8g
Yeryüzündeki oksijen miktarını azalttığı için yerkürede, adeta hapşırmak isteyipte bir türlü hapşıramayan bir insanın nefes darlığı etkisini göstermekte, bu da depremlerin şiddetini ve süresini arttırmaktadır.
Bu kimyasal böcek ilacı, kanserojen ve kimyasal toksin olduğundan, EPA tarafından 1983 yılında yasaklanmıştır. Bugün geliştirilmiş, kısa ve uzun dönemde, çok daha çeşitli rahatsızlık ve hastalıklara neden olabilecek kadar etkili hale getirilmiştir.
Chemtrail Spreylerle oluşturulan yapay bulutlar, Güneş'in ve Yıldızların bölge üzerindeki olumlu etkilerini kırmakta, bu da insanları içine kapanık, paranoyak, bencil ve duyarsız yapmakta, depresif rahatsızlıklara, asosyalliğe, burun tıkanıklığı ve dolayısıyla nefes düzensizliğine, düşünmeyi engellemeye, kısaca çok büyük bir toplumsal kaosa neden olmaktadır.
Chemtrail Spreyler, Kırmızı Göz hastalığına da neden olmakta, bu hastalığa yakalananlardan mümkünse uzak durulmalıdır.
Son zamanlarda geceleri de Chemtrail Spreyleme yapılmakta, gecenin karanlığında elinize bir fener alıp etrafa tuttuğunuzda toz halinde zehirli nano parçacıklarını görebilirsiniz.
Chemtrail Sprey için kısaca toplumsal ve biyolojik bir terör diyebiliriz. Uzmanlara göre böyle giderse 2015 yılında kanser vakalarındaki artışın zirve yapması bekleniyor.
Oluşturdukları yapay bulutlar ile havadaki nem oranını da arttırmakta, mevsimleri birbirine karıştırmakta, çeşitli kuş ve böcek türlerinin yok olmasına neden olmaktadırlar.
İçinde Civa, Baryum, Aluminyum gibi maddeler de bulunan Chemtrail Spreylere karşı ilk en büyük tepkiyi Almanlar göstermiştir. Şimdilerde en büyük tepkiyi Amerikalılar gösteriyor. Chemtrail Spreyleme yapılırken Amerikalılardan bazıları bildiği bütün küfürleri sayıyor, küfür yanlış birşey ancak burdan durumun ciddiyetinin ne kadar farkında olduklarını anlıyoruz.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=489826354432635&set=a.489751097773494.1073743212.203310399750900&type=3&theater
Edward Snowden, hükümetin Chemtrail Spreyler için Monsanto firması ile anlaştığını açıkladı. Monsanto, tüm tohumların kontrolünü sağlamak isteyen, GDO'yu yayan ve teknoloji konusunda Microsoft ile ortak hareket eden, Biyolojik Soykırım, Biyolojik Silah kelimeleriyle özdeşleşmiş bir firmadır.

11 Mayıs 2021 Salı
AMFİ Gündem ötesi söyleşi
ismailazakoglu@gmail.com

4 Mayıs 2021 Salı
ŞEYTANA SÖZCÜLÜK YAPMAYIN !

1 Mayıs 2021 Cumartesi
AMFİ Gündem ötesi söyleşimiz. AMFİ Gündem ötesi söyleşimiz. Program yapım ve sunum: İsmail Azakoğlu Program konuğu; Gürsel Tekin Chp İstanbul millet vekili

AMFİ Gündem Ötesi Söyleşi AMFİ Gündem Ötesi Söyleşi Program yapım ve sunum: İsmail Azakoğlu Program konuğu; Murat Ağırel Araştırmacı, Yazar, Gazeteci.

AMFİ Gündem Ötesi Sohbetleri Program yapım ve sunumu İsmail Azakoğlu. Program konuklarım: Bayram Erzurumluoğlu Akademisyen Sosyolog Dc dr. Abdullah Alagöz Eğitimci, yazar.

AMFİ Gündem Ötesi SohbetleriAMFİ Gündem Ötesi Sohbetleri Program Yapım : İsmail Azakoğlu Sunum : Selma Sipahiler ve İsmail Azakoğlu Konuşmacı : Ümit Yalım Krm Alb, Milli savunma bakanlığı eski genel sekreteri Konular : Ege adaları , ülkemizin bu günkü jeopolitik ve siyasi dış ve iç politika savruluşları

AMFİ Gündem Ötesi Sohbetleri AMFİ Gündem Ötesi Sohbetleri Program Yapım ve sunum; İsmail Azakoğlu Program Konukları: Hayati Yılmaz Eski bürokrat. İlker Satır Çevre Müh. Ramazan Narin Eğitimci Yazar. Konular: UYUŞTURUCU, YOLSUZLUK ve EKONOMİ

GÜNDEMİN GETİRDİKLERİ; ÜLKEMİZDEKİ SURİYELİLER VE BERABERİNDEKİ SORUNLA...

TBMM, de Libya'ya Asker gönderme teskeresi

İstanbul kanlı bölme ve rant bölüm; 2

"İHANETİN RANT KANALI İSTANBUL" - BÖLÜM 1

Ülkemizin bu günkü eğitim sistemi

Dünyaya Hükmeden Aileler

Akdeniz'deki Kıta Sahanlığımız, 23 Haziranda Yenilenecek İstanbul Seçimleri

16 Mart 2021 Salı
"TÜRK MİLLETİNİN DÜŞMANLARI"

14 Mart 2021 Pazar
Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf.
Firavun Akhenaton ve Hazreti Yusuf.
Mısır tarihi en çok ilgi duyduğum konulardan biridir. Özellikle televizyonlarda geçmiş yıllardan beri yayınlanan belgeselleri yazılı not tutarak dinler ve karşılığını ansiklopedilerden araştır’ır’dım. Burada aktaracağım açıklamalar; Mısır tarihi konusunda yetkili olan kişilerin çeşitli tv lerdeki anlatımları, araştırma sonuç yazıları ve kendi tarihe olan alakam ve araştırmalarım doğrultusunda yaptığım, yardımcı yorumlarımdır.
03.2021 – Bu yazıma ait bilgilere destek olması ve okuyucunun yorum yapa bilinmesine katkı sağlamak için ilave bilgi: 1960 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış olan Ömer Nasuhi Bilmen‘e ait 1970 ve; 2014 basımı Tevrat kitabından sağladığım alıntı eşliğinde Adem A.S. doğumunun, İnsanlığın başlangıcı ve tarih olarak sıfır (0) olduğu bilgimiz üzerinden gidersek (gerçeği CC bilir), Adem AS dan günümüze değin kaç yıl geçtiğini rahmetli hocamızın YORUMU üzerinden (kişisel araştırmalarım ile) birlikte paylaşmak istedim.
- Adem AS yaradılış tarihini (sıfır) 0 kabul ettiğimizde Adem AS 930 yıl yaşadı. Sıfır -0- tarihinden ….
- 2242 sene sonra, Nuh Tufanı oldu.
- 3337 yıl sonra; İbrahim AS doğdu, 3512 yılında öldü. …… İshak Yakup Yusuf as
- 3748 yıl sonra; Musa AS doğdu, 3868 yılında öldü. -bundan sonrası
- Benim araştırmama göre Tevrat üzerinden giderek, İsa AS kadar ≈ 1450 yıl geçti M.Ö 3868 + M.Ö.1450 + M.S. 2017 = İnsanoğlu; 7335 yıldır fani dünyada yaşamaktadır. Bilimsel olarakta, 14,000 yıldır (Yalnız, bu rakamlarda mantık aramayınız). Mart 2017
- livescience.com sitesinden aldığım bilgiye göre Hz Musa’ya peygamberlik görevi M.Ö. 1313 yılında verildi diyor. Tevrat: Hz Musa peygamber olduğunda 80 yaşında idi diyor. Buna göre Musa as. doğumu: 1313 +80 = MÖ 1393 oluyor. İnsanın geçmişi ile dinler arası tarihler, kafa karıştıran durumlardır. Okullarda okuduğumuz Akhenaton tarihi ile Hz Yusuf birlikteliğini ölçü aldığımızda ise, bu sefer Hz Musa’nın doğum tarihi yanlış oluyor. Veya tersini düşünün!!- 27.03.2018
Hz. Yusuf – Yusarsif Yuzarsif dizisi, dini ve tarihi olduğu için, zevkle seyrediyorum. Burada bir konuya parmak basmak istiyorum. Hz Yusuf filminin etkisinde kalıp; Tamam bu, bu şekildedir, demeyin. Hz Yusuf hakkında gerçek olanlar Kuranda yazılı olanlardır. Misal: Hz Yusufun sağ kalmasına sebep olan kişi, Tevrat ve filimde Levi; Kuran yorumcuları tarafında ise, Yahuda veya en büyük abileri Ruben gösterilmektedir. Nasyonel Coğrafya kanalında açıklandığına göre, eski mısır hiyeroglif yazıtlarında, İsrail oğulları adı kayıtları yerine, (Yahudi inanışında Allah adı) Yahova adına rastlanılmış . 10.2020
Farkında’mısınız bilmiyorum ama filmin ana konusu İslam ve Müslümanlık değildir. Dikkat ederseniz, Tapınağın firavunun askerlerince ele geçirilmesinden sonra Firavun emir veriyor: Bundan böyle tanrı olarak (tek olduğu için) Güneş – ATON‘a tapınılacak diyor ama; Esas konu, Züleyha’nın aşkı üzerinedir. Nereden çıkartıyorsun derseniz: Çok tanrılı inançlarından dolayı Baş rahip ve yardımcıları, 39. bölümde Hz Yusuf ve Akhenaton tarafından yargılanırken Yusuf’un karısı Asenat; Züleyha’nın aşkını savunmak için yargılama anında araya giriyor ve -bahaneye bakan- Akhenaton’da hemen yargılama işlemini erteliyor!! Dizinin son bölümünde ise; Hz Yusufun önünde secdeye gelecek olan kardeşlerden Yahuda, Şimon’a – O peygamber ama İsrail halkı benim adımla anılacak diyor. Geleceği bilen yalnızca Allah’tır. Hz Yusuf ve Hz Muhammed’e bile bu yetki verilmezken; Yahuda yaşadığı tarihten ≈ 600 yıl sonrasını nasıl biliyor? Ve neden!! Filmde ve Kuranda; Mısır halkı; Hz Yusuf yaşarken ve sonrasında İslami yönden Müslümanlığı kabul etti, iddia ve ayeti YOK! 25.05.2016
bilgi mahiyetinde yazayım: Hz Yusuf ve Akhenaton un filminde görünen komutan Horemhob’un bir belgesel filmde, sarayla kan bağı olmayan halktan bir kişi ve babasının ‘peynirci’ (mandıra sahibi) olduğu söylenilmişti. Gine ek bir bilgi olarak; Amenhotep / Akhenaton’un 2. karısından öz oğlu, 1. karısı kraliçe Nefertiti’nin ise hem üvey oğlu hem damadı olan kral Tutankamon’un mezarının, 1922 yılında sapa sağlam bulunmasının nedeninin; Akhenaton – Tutankamon – Ay ( Firavun Ay’ın hikayesi: Ay; Amonhotep / Akhenaton’un annesi Ana kraliçe Tia zamanında Tia’nın, akrabası olup sarayda görevlendirilmiş. Önce devlet görevlisi sonra vezir veya danışman olup bir desise ile ölen/öldürtülen Tutankamon’un hem kız kardeşi hem karısı olan dul kraliçe ile evlenen Ay, firavun olmuş.)
Ay‘dan sonra firavun olup tek tanrıcılığa ‘pek’ inanmayan Horemhop, hem kendi isteği hem Amon rahiplerinin etkisi ile Akhenaton ve Tutankamon’un geçmişlerini anlatan yazılı ve resimli taş, dikit ve tabletleri imha ettirmiş. Böylece arkeologların Akhenaton hakkında kesin bilgilere ulaşılmaması Tutankamon’un mezarının 20. YY kadar sağlam kalmasının nedeni olarak, Horemhop gösterilmektedir…..
Yazımın ana teması; Eski devrimcilerden Amenhotep veya Aton’a (güneşe) tapan manasında Firavun Akhenaton dur. Firavun Amenhotep ise tanrı Amonun memnun olduğu kişi manasındadır. -Vikipedia
- Burada kendi düşüncemin teyiti doğrultusunda bir alıntı yapıyorum. Türkiyede tarikatlar araştırması konulu bir kitapta Akhenatonun – tek tanrıcılık konusunda öncü olduğu vurgulanmaktadır. 02.2019
Akhenaton, MÖ 1380 – 1332 yılları arasında yaşamış olup, 18. hanedana mensup firavunlarun 10. idi. Tanrı Amon, MÖ 2000-1900 zamanında; 12. hanedan tarafından; Mısır ülkesinin Hava, Rüzgar, Gemicilerin ve ülkenin TEK BAŞ tanrısı olarak kabul edilmiş. Amon, Mısır halkının baş tanrısı olmakla birlikte, başka amaçlar için yapılmış, görev verilmiş çeşitli isimlerde tanrıları da vardı. Mısırdaki çeşitli tanrıların varlığı ve çokluğu, Hz Yusufun fikirleri ve Akhenaton’un istekleri sayesinde, Tek bir Tanrı/Allah’a indirgenmiştir.
Eski Tanrı Amon’un dini merkezi olan Karnak‘taki tapınakların rahipleri, dini konularda oldukları kadar maddi açıdan da büyük bir güce sahip idiler. O günden bu tarafa tüm Firavunların savaşlarda kazandığı ganimetlerin bir bölümü, tapınaklara otomatikman ayrılıyor ve Rahipler bu sayede, maddi güç sahibi oluyorlardı. Rahiplerin elde ettikleri bu orantısız ve kolay kazanılan maddi güç sayesinde, bazı konularda halkın desteğini de alarak, Firavunlara bile karşı gelebilme durumları söz konusu oluyordu. Akhenaton ile babası III Amenofisin rahipleri sevdikleri (dizide) pek söylenemezdi.
Arkeologlarda; Akhenaton’un anne tarafının Yahudi olduğu görüşü hakimdir. IV. Amenhotep’in babası III Amenofis’in karısı Tia, saray dışından olan bu ailenin kızıdır. Hatta III Amenofis’in, geleneklerin dışında kayın pederi Yuya ve kayın validesinin cesetlerini, Krallar Vadisine gömdürdüğünü söylemişlerdi.
Not : Bazı ansiklopedik yazılarda Mısır tarihi anlatılırken; M.Ö. 1500 -1450 yılları arasında İbrani/Yahudilerden söz edilmekte ve Suriye taraflarına sefere çıkan firavunların dönüşte Mısıra, bu halktan olan insanları getirildikleri yazılmaktadır. (Büyük Larousse)
Siz, seyrettiğimiz Hz Yusuf ve firavun filmine bakıp -tamam bu böyledir, demeyin. Filimde tek tanrı düşmanı olarak gösterilen ana kraliçenin; Yahudi dinine sahip bir atanın evladı olarak tek tanrıya karşı olması, ne derece doğrudur. Kaldı ki filmin ana konusu, Kuranda geçen konular ile Tevrat’ta geçen isim ve konular etrafında senaryolaştırılmış, hareketlerdir.
Her ne kadar Yusuf A.S. mın Akhenaton üzerinde etkisi varsa da Akhenaton’un, tek tanrının göstergesi olarak Güneşi kabul etmesindeki ilk nedenin, üst paragrafta belirttiğim üzere, tek tanrı inanışına sahip ve Yahudi olduklarını belirttiğim dedesi, anne annesi ve annesi Tia ile babası 3. Amenofis’in kendisi üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Sanırım din konusunda baba ile oğlunun bu kadar ‘aşırı devrimci‘ olmalarının diğer bir nedeni olarak ta, yine üst paragrafta vurguladığım üzere rahiplerin, firavunlar üzerindeki gelmiş – geçmiş olumsuz etkilerini’de, sayabiliriz.
Yusuf as. tek tanrı konusunda firavunu etkilemiş ve cesaretlendirmiş olsa da Firavun’un, bizim bildiğimiz tek Allah anlayışından ziyade; tek tanrı olarak Güneş‘i göstermesinin sebebi bana göre ki; -dikkatinizi çekerim, filmde bile firavun Allah/Tanrı/Rab isminden ziyade tanrı olarak Güneşin adını söylemektedir- Güneş; tek olarak varlığı herkesçe bilinen ve her gün görünen, inkar edilmesi mümkün olmayan, halkın kolayca ikna edilmesini sağlayan bir örnektir. Bizlerin inandığı -görünmeyen- Tek Allahı anlatsa; halkın ikna edilmesi mümkün olamazdı. Belki Akhenatonu, – Güneş konusunda ikna eden, Hz. Yusuf’tur. Kaldı ki, hiç bir peygamberin kendi halkını bile bir seferde inandıramadığı yada inanmadıkları Kuranda yazılmaktadır, değil mi?
Firavun Akhenaton’un güzelliği ile dillere destan olan karısı Nefertiti‘nin soyu hakkında da, kesin bilgiler mevcut değildir. Yine arkeologlarca Nefertiti’nin; Akhenaton’un (yahudi) annesi Tia’nın yeğeni olduğu hakkında görüş ve anlatımlar mevcuttur. Akhenaton, babasının ölümünden sonra MÖ 1352 yılında, (20 yıl) kral oldu. 1346 yılında Tanrı Amon’a tapınmayı yasaklayıp; Evrensel yaratıcı güç olarak kabul ettiği tek tanrı Güneş’e -Aton’a- tapınılacağını ve adınıda değiştirerek güneşe tapan manasında AKHEN(ATON) olduğunu açıklamış.
Akhenaton, Amon rahipleri ve tapınaklarının dini merkezi olan Karnak şehrinin bir benzerini, krallık yönetim merkezi olan Teb şehrinin 180 km kuzeyinde Kahire’ye doğru, Aton’a tapanların dini ve siyasi başkenti olarak; El – Amarna’da bir şehir kurdurmaya başladı. Teb, eski başkent ve Mısır ülkesinin ortası sayılır. Coğrafi olarak Nil nehrinin ilk doğduğu yer olan Tanzanya toprakları ile Sudan ülkesinden Teb şehrine doğru olan bölüme Yukarı Mısır, Teb’den Ak Denize doğru olan bölümede Aşağı Mısır deniliyor. Kralların ellerinde, göğüs üzerinde çapraz olarak tuttukları düz ve çengelli nesneler, iki bölgeli Mısırı temsil etmektedir.
Amenhotep’in ilk krallık dönemi ve öncesinde tüm Mısırın Baş Tanrısı Amon idi. Kral Amenhotep / Akhenaton zamanında ise (sadece) Aşağı Mısırın baş tanrısı Ra -Güneş- olmuştur. Yukarı topraklarda ise, tanrı Amon etkisi devam etmiştir. Bu arada bir vurgulamada bulunmalıyım. Akhenaton’un, tek tanrı inanışından dolayı – Tamam, bu kral ve krallıkta tek tanrı inanışından dolayı bizim inancımız gibi; Müslüman ve Müslümanlık vardı, diye yanlış düşünceye kapılmayınız. Çünkü Yahudilik, Hristiyanlık inancında da tek tanrı görüş ve emri, mevcuttur. Filimde Hz Yusuf, Akhenatonu akan su içerisinde ve Hristiyanlık geleneğine göre takdis ediyordu.
Akhenaton, MÖ 1342 yılında başkenti El – Amarnaya taşıdı. Krallığı süresince önemli savaşlar olmamıştır. Yine bu yılları ifade eden bilgiler; kil tabletler üzerinde Tel el – Amarna’da define arayanlar tarafından 1880 yılında bulunmuş. Bu tabletlerin örnekleri, Akat dilinde yazılmış olup Ankara Medeniyetler Müzesinde (gördüm) ‘Amarna mektupları’ olarak adlandırılan bölümde, mevcuttur.
Bu tabletlerdeki yazılımlardan; O günün şartlarına göre Mısırın askeri güç olarak Anadolu da egemenlik süren HİTİT devletinden daha zayıf olduğu bilinmektedir. Öyle ki; Orta doğu topraklarında Siyasi ve toprak olarak Mısıra bağlı olduğu halde, Hitit devleti ile antlaşma yapan ve vergisini bu ülkeye ödeyen prensliklerin olduğu, ansiklopedik bilgidir.
MÖ. 1346 – 1335 yılları, tek tanrılı dinin Mısır’da en etkin olduğu yıllardır. İzlediğim arkeolojik belgeselde, MÖ 1335 yıllarında Kraliçe Nefertiti‘nin bir şekilde ortadan kaybolduğu, ama ölümü hakkında hiç bir bilgi bulunmadığı, anlatılmıştır.
Arkeolojik Anlatımlardan; Amon Rahipleri ile saraydaki eski tanrıya inanan ve siyasi etkinliği olan kişilerin etkisinde kalan Kraliçe Nefertiti’nin, eski ve yeni tanrı konusunda Kral Akhenaton ile ciddi bir anlaşmazlığa düştüğü vurgulanmaktadır. Bu durum karşısında kral Akhenaton, karısı Nefertiti’yi saraydan çıkarttı. Veya beklenmedik bir gelişme neticesinde, zamanımızda yapılan anlaşmalı boşanmalar gibi kral, kraliçeyi saraydan attı !
Kral ve Kraliçenin hiç erkek çocukları olmadı. Sağlam bulunmuş bazı figürlerde sadece 6 tane kızları betimlenmiş. Gerçi firavunun 2. bir eşi ve bu eşinden oğlu olduğu belirtiliyor ama, siyasi yetki Nefertiti ve kızlarında olduğu için, oğlu yok sayılıyor. Gerçek durum bu şekilde iken, Mısır tarihçilerini de meraka sevk eden bir gelişme ortaya konuluyor. Kraliçe Nefertiti’nin kaybolması ile birlikte kimine göre hem üvey oğlu hem damadı Tutankamon ve/veya Smenkhare isminde bir erkek, sarayda bulunmaya başlıyor. Bazı kayıt ve açıklamalarda ise kraliçe Nefertiti’nin, Smenkare ismi ile ve makyajlı erkek olarak, tekrar saraya girdiği yönünde görüşler belirtiliyor. Çünkü Smenkare’nin kim olduğu hakkında geçmişine ait kesin bir bilgi yok. Sarayda bu isimde bir kimsenin varlığı da bilinmiyor. Bu gelişme bir bakıma dünyanın her yerinde bulunan ve bilinen şekli ile, iktidar içi çatışmalar ve rötuşü şekli olarak algılana bilinir.
Kral, bir kızını Smenkare ( Nefertiti veya Tutankamon) ile evlendiriyor. Ardından tahtına ortak ve kendisinden sonrada ardılı olarak ilan ediyor. Akenaton bir süre sonra Smenkare’yi eski başkent Teb şehrine, Amon rahipleri ile görüşmeye gönderiyor. ( Bana göre ortada bir sorun var ki Büyük kral, ortağını rahiplerle görüşmeye gönderiyor. Değilse neden göndersin!!.) Akhenaton – Smenkare ortak krallığı, 3 yıl sürüyor. İşin garibi Kral Akhenaton ve Smenkare‘ – ve/veya karısı Nefertiti – ‘nin ölümleri M.Ö. 1332 yılında ve birbirine yakın bir zaman içerisinde peş peşe oluyor. Ve Akhenatondan sonra öz oğlu ve damadı Tutankhamon, resmen kral oluyor.
Akhenaton/Smenkare/Nefertiti’nin mumya ve mezarlarının nerede olduğu Firavunlar tarihine ait, 2007 yılı çekimli belgesellerde bile bilinmiyor. Nefertiti hakkındaki ise; Kayınvalide Kraliçe Nefertiti ile damat kral Tutankamon ortaklığı başlıklı yazıma bakınız. Amon Rahipleri ve Amona inananlar, Akhenaton ve Tutankhamon’un ölümü ile birlikte yaptırdığı her şeyi ve mezarlarını imha ederek, Bir bakıma diyeceğim ama gerçek, Akhenaton’dan intikamlarını çok acı bir şekilde almışlar.
Akhenaton’un ölümü ile; El Amarna’da tek tanrıya inananlar ve Güneşe tapanlar için yaptırdığı şehir, yerle bir edilmiş. Bu görüşte olanlarda, öldürülmüş. Ve böylece “devrimi istemeyen” ve el yapımı “Tanrı” larından vazgeçmek istemeyen Mısır halkı ile rahipler, eski başkent Teb’e ve Amon dinine dönmüşler.
Yine izlediğim bir belgeselden yola çıkarak, bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Mısır hiyerogliflerinin anlamını çözen Fransız bilim adamının, çözmek için tesadüfen eline aldığı kil tablette, Ramses’in adı vardır. Hiyeroglif yazılarının ilk çözümüne, bir otel odasında başlanılıyor. Bir hiyeroglif örneği olarak Ramses adını örneklemek istiyorum. Hiyeroglif yazılım şekline göre: Çember‘in okunuşu = Ra , çemberin ortasındaki nokta = M, geometrideki Pi işaretinin benzeri olan ∏ ise = S ve S , E ‘nin açıklamasını hatırlamıyorum. (O nun ortasında nokta olduğunu düşünün) O∏E∏ – Ramses
Bu kral ama mecburiyetten, ama aklının erdiği şekil ile, ‘ Tek Tanrı ‘ kavramını benimsediği için, Mısırın hakim tanrısı Amon’a karşı çıkmıştı. Mısır, gerçekten tanrı Amon’lar ülkesi idi. Akhenaton, bir çok örneklerinde olduğu gibi, elle beslenen tanrı modelinden sıyrılmak istedi. Burada ‘beslenen’ sadece put değildi. Putlar sayesinde rahipler besleniyordu. Rahipler, çok büyük maddi imkanlara sahip olmuşlar, günümüzde örneği olduğu gibi, din sömürüsü ile kendilerine bağladıkları halkı da arkalarına alıp, istemedikleri bir gelişme durumunda, bütün krallara baş kaldırıyorlardı
Kral Akhenaton, hayatı boyunca bu inanışı yaşamış ve yaşatmıştı. Her ne kadar (Hz Yusuf) Kral Akhenaton ölümünün hemen akabinde, yaptırdığı her şey ve Güneş tanrısı figürleri yok edilmiş olsa da, zaman içerisinde Mısır halkına aşıladığı TEK TANRI görüşü unutulmamış. Akhenaton’un ölümünden ≈ 70 yıl sonra insan yapımı olan heykel tanrı Amon ile tek ilahi tanrı (Güneş) Aton; MÖ 1200 yıllarında karma iki tanrı ismi ile Amon – Ra inanış şekli ile, Mısıra hakim olmaya başlamış, yaşarken yapmak istediği devrim, ölümünden sonra gerçekleşmiştir. Böylece dünyada ilk defa bir devlete has, peygambersiz tek tanrı inanışı, Mısır da hakim oldu. 01.2011 Mecit ALBAYRAK

11 Mart 2021 Perşembe
PAPANIN ORTADOGU ZİYARETİNİN ARKA PENCERESİ !
PAPANIN ORTADOGU ZİYARETİNİN ARKA PENCERESİ !
Papa'nın yaptığı birinci ve tarihte ilk Ortadoğu ziyareti.
Tarihte ilk defa gerçekleşmiş.
Bu ziyaret Papa tarafından Irak'ın kuzeyi olarak bildiğimiz Irak devletinin yönetimindeki kuzeyi, Kürt bölgesi, Mesut Barzani'nin yönetimindedir.
Barzani'nin Papa'nın ziyaretine Onur'a etmek adına bastırdığı sözde Kürdistan haritalı pul, Türk halkının aklını ve midesini bulandırmıştır.
Batının Türk milletine karşı böyle bölücü projeleri olduğunu yüzlerce yıllardır Türkiye Cumhuriyeti'nin hafızası bilir.
Gidin Bulgaristan'a Yunaistan'a Ab ye,
Amerika Birleşik Devletleri'ne veya İngiltere'de, oralarda da böyle haritalar bulursunuz.
Türk devletinin Hafıza algısında büyük Kürdistan hayali emelleri kuranların o hayallerinin kursaklarında kalacaklarını bilmelerini özellikle vurgulamak isteriz.
Barzan'inin papa Francis'i resim edip pula bastırdığı, sözde Kürdistan haritasi niyeti.
Türk milletinin Türk ulusunun tarihi aklı Zihni bu konuda açık ve nettir.
Ermenistan Bulgaristan Yunanistan Irakın kuzeyindeki Barzani oluşumunun
hepsi bir araya gelseler, Türkiye'den bir parça toprak koparacak güçleri kudretleri, kuvvetleri yoktur.
Onlar hayal edebilirler ancak. Yukarıda saydığım ülkelerin hepsi bir araya gelse Türkiye'den bir karış toprak dahi alabilecek güç ve vesayetleri yoktur.
Anadolu'nun bir kısmını da içine alan bölücü nifakların ham hayali budur.
Bolücü nifaklar hayal edebilirler.
Umut edebilirler.
Hayal kurabilirler.
Hayalleri var olanlara tarihi gerçekleri Türkiye'nin de hiç bunlarla böyle ham hayal diye, bir oldu bittiye müsamaha edeceği anlayışı da yok..
Ülkemizin deniz, kara, hava, misak-ı milli haritası var.
Ülkemizin tarihimizin devletimizin geçmişimizin tecrübeler edinerek, gelişmiş bir devlet aklı var.
Türkiye 18 - 20 yıldır Akp iktidarıyla bir sürü yanlışları var.
Hangi alanlarda yanlışlar bunlar?
*Asgeri harekat ve ekonomide, Pkk ile müzakereler de, siyasette, şurada bura da.
Türkiye Cumhuriyeti'nin AKP iktidarıyla sendeleme hali varmı, yok değil. ama bu gibi batı projelerine de
Türk halkı olarak asla geçit verecek değiliz.
Türk Ulusu olarak bize bırakılmış, Atatürk ve silah arkadaşlarının bu mirası ilelebet korunacaktır.
Ülkemizi yöneten 1940 yılından beri siyasi partilerin iktidarları çeşitli Batı anlaşmalarıyla Türk Ulus devletini sömürülmesine batının ve emperyal güçlerin sümrü devleti haline getirilme isteğine müsaade etselerde, Türk ulusunun kendi bilinci, aklı, şuuru, bu batı sömürücülüğü durumuna asla müsamaha etmeyecektir.
Akp iktidarının peydelpey zaman zaman ağzından düşürmediği dış güçler etkisi Türkiye'de daima her alanda var olmuş ve daima his edilir derecede görülmektedir.
Batının Türkiye'yi bölme planları yüzyıllardır var olsa da, Türk ulusunun Ulus olma bilinci ile geleneklerden gelen devlet aklıyla, milletinin bütünleşme şuuruyla, daima planları bertaraf edilmiş ve edilecektir.
Türk Milleti olarak bizim Dünya'ya bakışımız ve görüşümüz, Mustafa Kemal Atatürk'ün söylemi ile şudur; Yurtta sulh cihanda sulh tur.

www.azakoğlu.blogspot.com
İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''
KONUK; Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.

-
OSMANLI BELGELERİNDE ERMENİLERİN SEVK VE İSKÂNI (1878-1920) XVIII. ve XIX. yüzyıllarda dünyada meydana gelen siyasî, sosyal ve ekonomik geli...