Haberasi Editörleri; Yuvarlak Masa Toplantısı:
Ülke ve Dünya gündemi Değerlendiriyor. 1 Mayıs emekçilerin bayramını ve Ramazan bayramını kutlayarak yaptığımız açılış konuşması. Irak'ın ABD tarafından işgalini gerçekleştiren batıyı konuştuk.
Gezi olaylarını konuştuk, Dolayısıyla geziye açılan davaya, dolayısıyla gezi davasında müebbet hapse mahkum olan, gezi direnişinin Finansörü olarak gösterilen Osman Kavala'nın mahkumiyetinin, hukuksuzluğunu, Avrupa insan hakları mahkemesinin kararının hiçe sayıldığını, 3 Türk hakimlerin Osman Kavala davasında 3 yargılama hakimlerinin 1 tanesinin dava ile ilgili kararda şerh düşerken delillerin yetersizliğini, dolayısıyla kararın berat olması diyerek, bir yargı hakiminden Şerh not düşülmüştür.
Son 20 yılın iktidarı Akp iktidarının yargıya nüfuzunu, etkisini konuştuk bin yıllık dinin gerçeklikte, temeli ADALETTİR vurgusunu yaptık.
DİĞER DETAYLARII ÖĞRENMEK İSTİYOR İSENİZ!
Lütfen Videonun tamamını izleyin !
1 Mayıs 2022 Pazar
Haberasi Editörleri; Yuvarlak Masa Toplantısı: Ülke ve Dünya gündemi Değ...

5 Nisan 2022 Salı
''KASABIN BIÇAĞINI YALAYAN APTAL DANA''
''KASABIN BIÇAĞINI YALAYAN APTAL DANA''
Kıymetli ülkemin kıymetli vatandaşları, bundan sonraki yaşamımız öyle olacak tabii ki, bu anlatacaklarım birazcık siyaset bilgisi deneyimi olan arkadaşlar çok daha kolay kavrayacaktır.
Dünyanın bazen tarihlerde dönüm noktaları vardır. Mesela Amerika da son yıllardaki dönüm noktası olarak 11 Eylül ikiz kulelerinin yerle bir edilmesi ile dönüm noktası olarak gösterilir.
Türkiye'deki dönüm noktası da son 20 yılın Akp iktidarının dönemi ve sonrası olacak diye tahmin ediyorum. Biz önceki yani Akp den önceki siyasi iktidarları ülke yönetimleri ile ilgili eleştirirken, şunu hiçbir zaman demedik; Ülkeyi 50 yıl geriye götürdü demedik.
Çünkü ülkede bazen ekonomik sıkıntılar yolsuzluklar yanlışlıklar olsa da Akp'nin Türkiye'ye yaşattığı, son 20 yılın ekonomik buhranlı bunalımını hiç yaşamadık.

Onun için Akp den sonraki siyasi iktidarların dönemi de, Biz Türk toplumu için şöyle olacak diye tahmin etmekteyim.
Akp dönemi ve sonrası diye tarihlerde mutlaka yerini alacak. Buradaki söylemek istediğim şey Akp yi övmek, yerden yere vurmak değil ancak Akp'nin Türkiye'ye 20 yılda yaşattığı travmayı, 100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir siyasi iktidar yaşatmamıştır.
Türkiye cumhuriyetinin kuruluşu ilk yılları dahil.
Türkiye cumhuriyeti kuruluşu ilk yıllarında genç cumhuriyeti kuran Mustafa kemal ve silah arkadaşları, ve yeni sivil siyasete geçmiş Türkiye de taşlar yerli yerinde 15 yılda Türkiye nin, Osmanlıdan kalan dış borçları ödenmiş, atılımlar gerçekleştirilmiş.
Devrimler yapılmış. fabrikalar kurulmuş.
Buna bir tane örnek daha yakın geçmişimizden de örnek vermek isterim 99 depreminde Cumhuriyet Halk Partisi eski genel başkanı Bülent Ecevit ortak koalisyon iktidarı ile yönetiliyordu.
Türkiye Cumhuriyeti Türkiye'nin Ekonomik olarak, sanayi, endüstri ve nüfus yoğunluk oranında dinamosu olan Marmara bölgesi, Kocaeli Gölcük depremi ile Türkiye 7, 4 şiddetinde depremle sarsıldı ve bu bölgenin ve Türkiye nin Ekonomisi neredeyse tarumar olup yerle bir oldu.
Bunun yanındaki Can kayıplarımız, acılarımız da cabası, 17.500 kişi resmi rakamlara göre depremden dolayı kaybettik.
Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.
Gelelim günümüze.
2002 Yılı Akp iktidarı siyasal olarak Türkiye cumhuriyetini yönetmeye başlamış, yıl 2022 Akp iktidarı ülkeyi yönetemese de, hala ülkedeki siyasi iktidarı elinde bulunduruyor.
Akp hükümeti siyasi iktidarı Türkiye'yi yönetmek için elinde hangi hokkabazlık hangi türlü tuzaklar varsa iktidara kalabilmek için 2002 den 2022 yılına kadar sürdürüyor.
Bunu söylemem deki amaç Akp ye muhalefet olmam değil.
Akp kendi siyasi iktidarını pekiştirmek için, Türkiye'de değiştirmediği yasa şekilleri kalmadı.
Akp iktidarı geçmişe atıfta bulunurken 1980 Darbe anayasasıdır dediler.
Bu durum, yani darbe anayasası, bir bakıma doğru, ancak her seferinde eleştirdikleri darbe anayasasıyla yönetiyorlar ülkeyi.
Deyim yerindeyse darbe anayasasını Akp iktidara geleli 88 kez değiştirmesine rağmen, hala atıfta bulunduğu 1980 darbe Anayasası.
Ancak ne hikmetse bu darbe anayasasını meclise getirip, tüm siyasi partileri, kanaat önderleri, Stk lar, , Akademisyenlerle bir komisyon alt çalışmalarını yapıp, DEĞİŞTİRMEK İÇİN, TBMM GETİREBİLİRDİ, GETİRMEDİ.
Akp nin 1980 Darbe anayasasını, iş birliği yapmayıp değiştirme düşüncesinde olduğu kanısında değilim, çünkü sözde hiç beğenmediği darbe Anayasası ile yargıladı darbeci Kenan Evren'i ve milli güvenlik eski konsey üyelerini.
Durum böyleyken ben ekonomistim diyen sayın cumhurbaşkanı her seferinde bir U dönüşü yaparak ''faiz sebep enflasyon sonuçtur'' söylemi ile, sanki gerçek bir Ekonomist gibi Türkiye'ye yön vermeye çalışıyor.
Oysa sokakta normal şartlarda çalışan sıradan insan kadar ekonomik bilgisi olduğuna bile ben inanmıyorum.
Neymiş efendim faize karşıymış, mış........
Sayın Cumhurbaşkanımız: Ya bu nasıl hesaptır ki faiz sebep enflasyon sonuç oluyor?
Bu hesabı nasıl neye göre, hangi parametreye göre yapıyorsun da bu iddianın arkasında duruyorsun?
Bankaların siyasi faizini % 14'e düşürdünüz.
Hatta Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kaybetmeye başlayınca, Türk halkından dolar almaması adına kur korumalı mevduat hesabı diye Ucube bir sistem getirdiniz.
Bu sistemde Türkiye'nin Merkez Bankasının içini boşaltmanın, garibanın devletine ödediği vergilerini zengine peşkeş çekmenin, bir başka yolu, veya garibanı soymanın bir başka yolu.
Durum böyleyken, 1 kg domates ortalama 25 ila 30 lira. 1 kg yeşil biber 30-35 lira.
Daha kıymetli ve değerli meyve ve sebzelerin yanına yanaşmak bile mümkün değil.
1 litre fuil oil, yani mazot veya benzin 25 lira.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Alım gücü, Neredeyse 1 yılda %100 veya 150 gerilemiş.
20 Yıldır ülkeyi yönetemeyen Akp ve avaneleri genel başkanları aracılığıyla hala Türk toplumuna şu güveni vermeye, yani kandırmaya ikna etmeye, yalanlarını gerçek olduğunu inandırmaya çalışıyorlar...
Akp genel başkanı, Recep Tayyip Erdoğan; Evet ülkemizde bazen büyük sıkıntılarımız var Ancak 2023'ten sonra bunları yine biz düzelteceğiz, diyor RTE.

Yahu kardeşim 20 yıldır iktidardasınız.
Ülkede ekonomik yönden, tarım olarak, Ziraat olarak, Çiftçi olarak, hayvancılık olarak, Sanayi olarak, endüstri olarak, neyi düzeltiniz? Hangi fabrikayı kurdunuz? Hangi işçi sorununu çözdünüz?
Eyt'lilerin sorunu en başta duruyor yıllardır!
3600 Ek göstergelilerin sorunu hala duruyor.
Bunun gibi sayamadığım, Türk milletinin milyonlarca sorunu var... Siz Akp iktidarı olarak, sorunu çözmemişken 2023 seçimlerinde tekrar iktidar olabilmek için Türk milletinin süslü yalanlarla kandırmaya, Türkiye'nin, Türk milletinin sorunlarını gözümüze baka baka yalanlarıyla, ötelemeye çalışıyorlar.
''Biz Türk milleti bu kadar salak isek'' 20 yıldır yaşadığımız,
ekonomik bunalım, tamir olmaz bu sıkıntıların nedeninin Akp olduğunu göremiyor isek ''yazıklar olsun bu Türk milleti diye hitap ettiğim, ucube salak akılsız yığınına''.
Bu millete siz kan kusturmak da çok haklısınız.
Haklısınız diyorum.
Çünkü celladına aşık olan kurbanlık misali, kasabın bıçağını yalayan kesim hayvana gibiyiz.
Akp nin elindeki salatalığı yemeye kilolarca tuzla gidiyoruz.
''Başkaları hayal eder AKP yapar'' diye Akp nin meşhur sloganik her afiş ilanına, reklam panolarına asarlardı hani ya.
AKP nin 20 yıllık hayalindeki Türkiye, dilenci Türk toplumu Türkiye'si hayaliydi, gerçek oldu.
Benim gördüğüm büyük resim panoraması yukarıdaki, dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştığım hikaye.
Hala bugünkü Akp den memnunsanız, kasabın bıçağını yalamaya devam edin.
Önümüzdeki aylarda, KURBAN bayramında kurbanlık da lazım!
Memnun değilseniz o kasabın ELİNDEKİ KESİLECEK KESİM, KUBANI HAYVANI olmadığınızı, Akp nin kıçına tekmeyi vurarak göstermelisiniz.....
!! Yukarıdaki örneklememde hiç bir hayvana hakaret etme düşüncem asla yoktur. HAYVAN CÜMLELERİ Örneklemek adına kullanılmıştır !
Küçük bir not: Celladını,
kurtarıcısı olarak
gören bir toplum,
kasabın bıçağını yalayan
aptal danaya benzer.
Karl Marx

19 Mart 2022 Cumartesi
AMFİ Haber Program. Konu; Siyaset ve Ötesi !
AMFİ Haber Program. Konu; Siyaset ve Ötesi !
Editör; İsmail Azakoğlu
Konuk; Murat Demir, Sosyoloji ve Propaganda teknikleri uzmanı.
Akp nin 20 yıllık iktidarındaTürkiye Cumhuriyetini, bu ülkeyi her alanda adım adım enkaz haline nasıl getirdiğini konuştuk.
Akp iktidarında Türkiye' Cumhuriyeti nasıl savrulduğunu, politik olarak, Jeopolik olarak, ''Akp nin sistametik olarak ülkeyi çökertme'' planını, ihanetini konuştuk.
''Lozanda gizli maddeler var'' yalanına inanan aklı evvel trol arkadaşların, nasıl değiştirebileceğimiz konusunu konuştuk.
Türk toplumunun Akp iktidarına artık tahammül sınırı olmadığını, ilk seçimde Akp iktidarının indirileceğini konuştuk.
6 Lı muhalefet partilerinin ortak seçim mutabakatı metnindeki Kurucu değerlerden, Mustafa Kemal Atatürk'ten hiç bahsetmediğini, konuştuk.
Aynı zamanda Türkiye cumhuriyeti vatandaşlığının eski tanımından, yani TC. vatandaşı, ''ÜST KİMLİĞİMİZ'' tanımından saptırılarak, her ırki kimliği, Türk üst kimliğini öteleyerek, Türkiye Cumhuriyetine ters düşen, ihanetle eş iştigal olarak sayılabilecek, her ırkın kendi kimliği ANYASA da kabul etmek gibi düşüncenin, 6 Lı muhalefet tarafından ortaya koyulmasını konuştuk. Bu günkü 6 lı muhalefete katılması kesinleşen Ali Babacan; Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilebileceğini konuştu, ve bu konuşmanın olduğu anda Ana muhalefet lideri sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmasına rağmen, en ufak bir tepki göstermeyerek, öylece dinlemesinin, TÜRKİYE Cumhuriyetine Akp ile birlikte, Muhalefet partilerinin de ortak ihanet içinde olduklarını konuştuk...
Güçlendirilmiş Parlementer sistemin, aslında parlementer sistemin güçlendirilmesi değil, bireysel olarak ''Parlementerlerin'' yani Millet vekillerinin dokunulmazlığı düşüncesi, güçlü kılınması
görülüyor-u konuştuk.

17 Mart 2022 Perşembe
"TÜRK MİLLETİNİN DÜŞMANLARI"
"TÜRK MİLLETİNİN DÜŞMANLARI"
Akp yanaşmaları, yandaşları, "Türkiye Cumhuriyeti tanımına, Türk milleti tanımına" Atatürk Türkiye'si ve Türk kimligine düşman olduklarını biliyoruz. Biliyoruz: AKP Türkiye Cumhuriyeti yazan metinlerin hepsini gücü nispetinde elinden geldiği müspet şekilde ortadan
Iktidarda bulunduğu yıllar veya süre içinde t.c. yazan müspet anlamda Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet metinlerinin en başındaki kısaltmayı ve Türk kimliğini ortadan kaldırmak için var gücüyle çalıştı. Türk ve Türk kimliğini, tüm devlet kamu ve kuruluşlarından yok etmek adına elinden gelen her çabayı göstermiştir.
Akp ve sürekası şu durumu artık bilmelidir; Türk milletinin gücünü ferasetini, siyasetini, düşmanlık göstererek büyük resimdeki Türk milletini test ediyor.
Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, Akp nin Türk milletine oynadığı oyun tehlikeli ve sakat bir oyun.
Bu ülkenin adı Türkiye.
Milletinin adı da Türk milletidir.
Her ülkenin kendine degerlerine has ve yasalarına uygun İstiklal Marşı gibi "Andımız gibi veya Atatürk'ün Türk gençliğine hitabesi" gibi çeşitli şiirsel anlamda yazısal anlatımları vardır.
Türk milletini motive edebilmek, ülkesini daha iyi tanımlayabilmek ve nasıl bir millet olduklarını onlara şiirsel dille anlatılmıştır. Bu bütünsel Türk ulusunu topyekün kasteden tanımlamalardan Rahatsız olanlar Türkiye Cumhuriyeti'ni derhal terk etsin. Bu ülkenin adı Türkiye milletinin adı da Türktür.
Turkiye Cumhuriyeti: AKP kabilesine veya Türkiye'de yaşayan azınlık, veya farklı kimliklere bireysel üst kimlik tanımı veremez, vermeyecektir.
Ortak tanımla Anayasanın 66 maddesinde açık ve seçik bir şekilde belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı herkes Türk-tür, Türk milletidir.
Bunun başka tarifi tanımı yoktur.
Türkiye Cumhuriyetini kuran Atatürk ve silah arkadaşları, Türk toplumunu bu ortak degerde, gözeterek büyük resmin adını o yüzden Türk milleti, ve Türkiye Cumhuriyeti koymuştur.
ANDIMIZ
Türküm; diyemeyenler, Türk'e düşman olmalarını anlarız.
Doğruyum; diyemeyenlerin eğrilerini biliyoruz.
Çalışkanım; çalışmadan çalıp Çırpan hırsızları Türk milleti iyi tanıyor.
İlkem; küçüklerini korunmayan, çeşitli cemaatlerde taciz tecavüz ettirenlerin ilkeleri olamaz.
Büyüklerini tanımayan her önüne geldiği cümlede, Kurucu değerlerine söven ahlaksız bir devlet adamı da olamaz.
Kendisi Türk olmayanlar Türk milletini sevmez, Arap seviciliği Türkiye Cumhuriyeti yasalarında da geçmez.
Ülküsüz, Bedevi çadır anlayışları şunu iyi bilmelidir; Bura Türkiye Cumhuriyeti.
Devletin malını talan edenlerin, Devleti'nin yükselmesi ile hiçbir ilgisi ilişiği olamaz.
İleri gitmek cümlesinde toplumun yukseselmesi ifadesi, sadece kendi cebini dolduran ahlaksız siyasetçileri gördü bu ülke.
Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti hayalindeki tasavvuru; Yüksek gelir, refah seviyesi, hukukun üstünlüğü; ilkesinde müreffeh bir Türkiye'dir.
Türk milletinin kadim geleneğinden kadim köklerinden gelen Türk medeniyeti Türkiye Cumhuriyeti'ni kimse yıkmayı ya da buna teşebbüs etmeyi aklının ucundan bile geçirmesin.
Yüz yıllardır Türk milleti dahili ve harici ihanet işbirlikçileri ile, geçmişte mücadele edip, galip geldiği gibi, yarın da bu kötü emellere hizmet eden, ihanet odaklarıyla, son damla kanına kadar savaşmaya zamanı geldiğinde muktedirdir.
Türkiye ve Türk milletine düşman bizim gibi görünen bizden olmayan şerefsiz ucube mahlukatlar, aklınızın bir köşesine yazın.
Pkk terörüne sevicilik olsun diye, Milli Eğitim müfredatlarından, kaldırdığınız çocuklarımızın okuduğu ANDIMIZ'ı Türk milleti sizlerin bir yerlerinize yazacağını bilin...
Ne mutlu Türküm diyene...
ismailazakoglu@gmail.com

6 Mart 2022 Pazar
Habersi Editörleri; Ülke ve Dünya gündemini değerlendiriyor.
Habersi: Editörleri; Ülke ve Dünya gündemini değerlendiriyor.
Montrö boğalar sözleşmesinin Türkiye cumhuriyetine sağladığı avantajları konuştuk.
Ülkemizin çok kötü olan, ekonomisini, Akp nin geçmişe atıf yaparak eleştirdiği, bugün Akp nin başına gelen ''yağ kuyruklarını, patates, soğan kuyruklarını konuştuk.
Ülkemizin nasıl düzelebileceğini, Siyasi iktidarların Türk çiftçisini nasıl desteklenmesi gerektiğini, Devleti idare eden siyasi erkin, Devlet planlama teşkilatı olan kurumu kaldırdığını, Dolayısıyla plansız olan her şeyin bu günkü gibi kötü olabileceğini konuştuk.

5 Mart 2022 Cumartesi
AMFİ Haber Program. Konu ; Genel Siyaset.
AMFİ Haber Program. Konu ; Genel Siyaset.
Editör ; İsmail Azakoğlu.
Konuk; Murat Ağırel Gazeteci, Yazar, Araştırmacı.
Konu; Ülkemizdeki Adaleti, hukuku konuştuk.
Dış siyasette, Ukrayna Rusya savaşını konuştuk.
Ülkemizin Ekonomik sıkıntılarının nedenlerine değindik.
Siyasetten beklentileri konuştuk.
Her şeyin başında, eğitimle başlayacağını, gelişmişliği eğitimle yakalayabileceğimizi konuştuk...

27 Şubat 2022 Pazar
HABERASİ: Editörleri; Dünya ve Ülke Gündemini Değerlendiriyor.
HABERASİ: Editörleri; Dünya ve Ülke Gündemini Değerlendiriyor.
Ukrayna ve Rusya savaşını, ve gelecekteki ne olur öngörülerimizi düşündüklerimizi konuştuk. Rusya'dan aldığımız, F 400 hava savunma sistemlerini, bağlantılı F 35 ABD ortak projesinin ve Türkiye'nin projeden neden çıkarıldığını, Türkiye açısından yarın ne olur'u konuştuk !
2002 Yılı öncesi siyasi durumu ve IMF ile yapılan Stentbay antlaşmasını konuştuk.
Akp 2002 yılında iktidara gelirken vaat ettiği ülke profilini ve iktidarın 20 yılın sonunda yönettiği, son yıllarda kötüye giden ülke politikalarını, ekonomisini, dış politikadaki yanlışlıkları konuştuk.
ismailazakoglu@gmail.com

AMFİ Haber Program. Konu ; Genel Siyaset
ismailazakoglu@gmail.comEditör ; İsmail Azakoğlu.Konuk; Dr Ali Şeker. Chp İstanbul milletvekiliSağlıkla ilgili konuştuk. Sağlıkçıların iyileştirilmeyen durumlarından dolayı ülkeyi terk ettiklerinin nedenlerini irdeledik. Siyaset te de, ülkemizin ekonomik sıkıntılarının nedenlerini, 20 yıllık Akp iktidarının ülkemizin ekonomi en başta olmak üzere, hiç bir soruna çözüm üretemediğini, Dolayısyla iktidar değişiminde, Ülkeyi yönetmeye talip Chp poitikası nın nasıl olacağını konuştuk. Ukrayna Rusya savaşını konuştuk..

20 Şubat 2022 Pazar
AMFİ Haber Program. Ege adaları, F 35 ve F 400 sorunları, Ukrayna ve Rusya arasındaki gerginlik
AMFİ Haber Program.
Editör ; İsmail Azakoğlu.
Konuk; Ümit Yalım. E. Krm. Alb. Milli savunma bakanlığı eski genel sekreteri.
Konular ; Ege adaları, F 35 ve F 400 sorunlarını konuştuk. Ukrayna ve Rusya arasındakigerginliği, ortak sorunlarını konuştuk.
Ege adalarının bu günkü siyasi Jeopolitik konumunu, Türkiye'yi idare eden bu günkü siyasi erkin neden ege adalarındaki haklarımızı savunma konusundaki yetersizliğini konuştuk.
Ege adalarındaki politikamızın, bu gün Türkiye cumhuriyetini idare eden siyasi iktidar Akp'nin şu dış politikaları izlemeleri düşüncesini ortaya koyduk.
Rusya'dan aldığımız, ancak kullanamadığımız, F 400'lerin Türkiye tarafından 3. bir ülkeye satılarak verilebileceğini, Akp'nin yürüttüğü F 400 politikasının yanlış yürütüldüğünü, doğru politikaların şöyle olması, düşüncesini ifade ederek, bu gün yürütülen Akp'nin dış politika yürütme planının olmadığını, Akp'nin Türkiye için, dış politika üretirken doğru politikalar üretemediğini, almaması gerekir iken, yanlış politikaların yürümediğini, dolayısıyla yanlış politikalardan, nasıl dönüldüğünü ve dönüleceğini konuştuk !
F 35 Projesinden çıkartılma nedenin ana sebebi olarak F 400 füze savunma sistemini satın almamızdır. Ukrayna Rusya arasındaki gerginlikten Türkiye etkilenir mi ? Sorduk.
Ukrayna ya sattığımız Siha ve İhalar dan dolayı Türkiye'nin Rusya ile arasının açılabileceğini, dolayısıyla Türkiye'nin denge politikalarını yürütemediğini, Ukrayna ya sattığımız İha ve Sihalar dan dolayı Rusya ile her alanda başımız dertte demektir-i işaret ettik. Alınması gereken tedbirleri, yapılması gerekenleri, politika olarak izlenmesi gereken yolları konuştuk.
https://www.youtube.com/watch?v=yQOUzaV3QUM

11 Şubat 2022 Cuma
AMFİ Haber Prograam. Konu; SESSİZ İSTİLA !
AMFİ Haber Prograam. Konu; SESSİZ İSTİLA !
Editör; İsmail Azakoğlu.
Konuk; İlay Aksoy S. Plartformu K. üye
Ülkemizdeki geçici koruma statüsü altındaki Suriye'li leri, ve ülkemizdeki çeşitli etkilerini, aynı zamanda demokrafik yapımızın değiştiğini ve nedenlerini, Suriye liler hakkındaki geleceği, dolayısıyla Akp tarafından yürütülen yanlış politikaların, yarın ülkemizi nasıl etkileyeceğini öngörmeye çalışarak konuştuk..
https://www.youtube.com/watch?v=FO8emLjvHRE&t=27s

5 Şubat 2022 Cumartesi
Haberasi; AMFİ Haber Program
AMFİ Haber Program
Editör ; İsmail Azakoğlu
Konuk ; E. Kurmay Albay Aziz Ergen
Konu ; Beyaz enerji operasyonunu konuştuk,
40 $ Dolara alabileceğimiz, Türkmen gazı yerine, neden 4-5 kat daha pahalı 120 veya 140 $ Dolara Rus gazını tercih ettik,'in perde arkasındaki siyasetin nasıl nemalandığını konuştuk. Mustafa Kemal Atatürk'ün heykellerine saldırıları konuştuk.

4 Şubat 2022 Cuma
Ümit Yalım; TÜRK KARASULARINI, TÜRK BALIKÇILARI KORUYOR !
Ümit Yalım; TÜRK KARASULARINI, TÜRK BALIKÇILARI KORUYOR !
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Gökçeada yakınlarında bulunan Zürafa adası çevresinde Yunan Sahil Güvenlik ekibinin Türk balıkçılarına müdahalesi ile ilgili olarak "Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bu görevini balıkçılara havale ettiği, Türk karasularını Türk balıkçılarının koruduğu açıkça görülmektedir. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir, bu skandalın hesabını Türk kamuoyuna vermelidir" dedi.

Türk karasularını Türk Balıkçılar Koruyor !...
Gökçeada ile Semadirek Adası arasındaki Zürafa Adası’nın karasularında olta balıkçılığı yapan Türk teknesine 03 Şubat 2022’de, Yunan Sahil Güvenlik Botu müdahale etti. Türk karasularında olmasına rağmen, “Yunan denizindesin, tekneyi batırırız” diyerek dakikalarca süren Yunan tehditlerine aldırış etmeyen ve Yunanlara meydan okuyan Türk Kaptan İlker Özdemir’in mücadelesi görsel ve yazılı basında yayınlandı. Yunan tacizi sırasında Türk teknesinde bulunan Küresel Konumlama Cihazı’nda, teknenin 40°28.094’ Kuzey, 025°51.066’ Doğu koordinatlarında seyir halinde olduğu görülüyor.
Türk balıkçı teknesinin konumunu haritaya tatbik ettiğimizde teknenin Türkiye’ye ait Zürafa Adası’nın kuzeydoğusunda ve Türk karasularında olduğu açıkça görülüyor. Yunan Sahil Güvenlik Botu, hem Türk Karasularını 6 mil ihlal etmiş hem de Türk Balıkçı teknesini taciz etmiştir.

Türk balıkçı teknesinin taciz edildiği Zürafa Adası ve etrafındaki karasuları Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı’nın sorumluluk bölgesi içindedir. Sahil Güvenlik Komutanlığı, Türkiye Cumhuriyeti’nin karasuları ile Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde deniz güvenliğini, deniz emniyetini, asayiş ve kamu düzenini sağlamakla görevli ve yetkilidir. Mevcut durum itibarıyla, Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın bu görevini balıkçılara havale ettiği, Türk karasularını Türk balıkçılarının koruduğu açıkça görülmektedir.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sahil Güvenlik Komutanı Ahmet Kendir, bu skandalın hesabını Türk kamuoyuna vermelidir.
ZÜRAFA ADASI’NIN COĞRAFİ KONUMU
Gökçeada ile Semadirek Adası arasında bulunan Zürafa Adası, İstanbul’daki Heybeliada büyüklüğünde bir adadır. Zürafa Adası’nın etrafındaki sular Türk karasuları olup uluslararası sular statüsünde değildir. Ayrıca, 1914 Altı Büyük Devlet Kararı ile Yunanistan’a Semadirek Adası’nın sadece kullanma hakkı verilmiştir.
Semadirek Adası’nın mülkiyeti ve egemenliği ile Karasuları, Münhasır Ekonomik Bölgesi, Kıta Sahanlığı ve Hava Sahası Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.

Ege Denizi’nde suların yükselmesi nedeniyle Zürafa Adası’nın büyük bir bölümü sular altında kaldı.
Sular çekildiğinde adanın tamamı su yüzüne çıkıyor. Bu durum adanın uydu görüntüsünde görülüyor. Zürafa Adası’nın uç kısmına yerleştirilen ışıldak ile çevresinden geçen gemiler uyarılıyor. Zürafa coğrafi formasyonu bazı belgelerde kayalık olarak gösteriliyor. Ancak, Türk Deniz Kuvvetleri Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’nın yayınladığı Yat Haritası’nda Zürafa coğrafi formasyonu ada olarak gösterilmiştir.

ZÜRAFA ADASI 1. ORDU KOMUTANLIĞI’NIN SORUMLULUĞUNDADIR !...
Kuzey Ege Denizi’nde, başta Zürafa Adası olmak üzere Gökçeada, Bozcaada ve Tavşan adalarının sorumluluğu 1. Ordu Komutanlığı’ndadır. Anılan Komutanlık, Zürafa Adası’ndaki egemenlik haklarımıza da sahip çıkmakla görevlidir.




Orta ve Güney Ege Denizi’ndeki adalar ise Ege Ordusu Komutanlığı’nın sorumluluğundadır. Çanakkale Babakale’nin güneyinden Girit Adası’nın güneyine kadar olan bölgedeki adalarımız (İşgal edilen 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı dahil) Ege Ordusu Komutanlığı’nın sorumluluk alanındadır.
Ümit YALIM Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri

2 Şubat 2022 Çarşamba
ENERJİ TEDARİKİNDE YAPILAN STRATEJİK HATA !
ENERJİ TEDARİKİNDE YAPILAN STRATEJİK HATA !
Bu günlere gelinen, yanlış politikaların nasıl, Türk milletinin vergilerinden kesilerek ödenen paralar,
Türk milletine hizmet değil de, cari açık olarak, döviz cinsinden borç olarak yansıması anlatılmış.
Doğal gaz tedarikinde bu gün olduğu gibi, 1990 lı yıllarda Türkiye cumhuriyeti yöneticileri Türkmen gazını kasıtlı bir şekilde tercih etmeyerek!
Birilerini kayırmak, kollamak, arka çıkılmak için,
Rus Gazprom gazı neden tercih edildi?

2001 de Beyaz Enerji Operasyonu karanlık günlerin gelmemesi için mi yapıldı?
1990 lı yılların sonuna doğru Doğal gaz tedarikinde Türkmenistan niçin devre dışı bırakıldı?
Türkmen başı Türk Enerji Bakanını niçin ağır bir şekilde fırçaladı?
Yüce divana giden siyasiler kimlerdi?
Yüce divana kimler gitmeliydi?
Soruların bir bölümünün cevabı aşağıdaki anlatım metinde diğer bölümü de
www.hasihaber de Aziz Ergen E. Krm Alb komutanın konuk olduğu ''https://www.facebook.com/Haberasii ''AMFİ Haber Programda 05/02/2022 cumartesi akşam saat 20:30 canlı'' olarak izleyebilir, konuya etraflıca hakim olabilirsiniz..!

DOĞAL GAZ TEDARİKİNDE NELER OLUYOR ?
Türk dış politikası Doğalgaz tedarikinde, dış politika sitratejisini yanlış mı uyguluyor ?
Birçok kesimden arkadaşlarım ısrarla soruyorlar…
Doğalgazda neler oluyor, illa yaz durumu diye…
Geçmişte Botaşta uzun süre, Doğalgaz ve petrol akışından sorumlu görevlerde bulunduğum için, sanırım bu talepler geldi…
Öncelikle, doğalgaz konusu siyasi olmaktan çok teknik ve mali bir konudur…
Evet doğrudur, özellikle İran tarafının teknik gerekçeler gösterip, şimdilik 10 gün süreyle gaz akışını durdurması ve buna bağlı olarak Botaşın bazı sanayi kuruluşlarına gaz arzını durdurması sorunu yaşanmaktadır.
Sanırım Botaş bu konuyu, “ kesintili gaz anlaşması “ olan firmalara uygulamaktadır…
Aksi takdirde ciddi hukuki sorunlar ve tazminat konuları gündeme gelebilir…
Esasen, sadece bu kış değil, genelde her kış döneminde, çoğu İran’dan olmak üzere, zaman zaman da Rusya’dan gelen doğalgaz arzında teknik ve idari sorunlardan dolayı benzer sıkıntılar yaşanmaktadır…
Bu dönem İran kaynaklı gaz kesintisi teknik sebeplerle olabileceği gibi bir süredir “ İran tarafına doğalgaz akreditiflerinin “ ödenmediği iddiaları da yaygın olarak söylenmektedir…
Enerji Bakanı, bu iddiaların doğru olmadığını söylese de, konu çok net değildir..
Kimileri ise, özellikle, son Ukrayna tartışmalarında, Türkiye’nin Rusya’ya karşı tutum alması nedeniyle, İran’ın böyle bir karara zorlandığı yönündedir…
Umalımki bu doğru olmasın, zira eğer doğalgaz konusu başta da söylediğim gibi, siyasi malzeme konusu yapılırsa, bunun arkası gelir ve en büyük tedarik kaynaklarımız olan Rusya’nın karadan ana boru hattıyla ve denizden Mavi Akım yoluyla doğalgaz teminimiz ciddi tehlikeye girer…
Gerçi, ticari olarak, Türkiye Rus gazını ne kadar almak zorundaysa, Rus tarafı da o kadar satmak zorunda…
İran kaynaklı veya başka tedarik kaynaklarında sıkıntı yaşanırsa;
Peki, çözüm yolları nelerdir ?
Türkiye, diğer gaz temin noktalarından aldığı doğalgazı maksimum noktaya çıkarmalı… Katar başta olmak üzere, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını yani gemi kargo sayılarını artırmalıdır…
Yeterli olmasa da, Silivri’deki denizaltı doğalgaz depolarını ve Tuz Gölü doğalgaz yeraltı depolarını maksimum seviyede dolu tutmalıdır…
Kriz bu haliyle yalnızca bazı sanayi kuruluşlarını etkilemektedir…
Umalım genişlemesin.
Böyle bir durumda, Türkiye'nin Doğalgaz dağıtım ağının 81 ile ve çok sayıda ilçeye ulaştığını unutmayalım…
Esasen başta da söylediğim gibi, bugünlerde yaşanılan doğalgaz krizi yeni bir olay değildir…
Adeta göstere, göstere gelmiştir…
Geliniz sizi biraz gerilere götüreyim…
90’lı yılların sonlarına…
O yıllarda Türkiye yılda yaklaşık 14 Milyar m3 gaz ithal etmekte ve bunun çoğunu da enerji üretiminde kullanmaktadır…
Türkmenistan, Dünyada doğal gaz rezervleri ve üretimi bakımından ilk sıralarda yer almaktadır.
Bu noktadan hareketle, Türkiye ikisi merhum Süleyman Demirel tarafından imzalanan; 3 kere Hazar geçişli Trans Avrupa, Türkiye-Türkmenistan Doğalgaz anlaşmasını imzalamıştır.
Mevcutlar içerisinde, hem teknik hem ekonomik hem de stratejik açıdan Türkiye’nin en çıkarına olan bu faydalı ve dev proje, yapılmamış, yaptırılmamıştır.
Bu konuda içerideki menfaat grupları ve Türkiye’nin enerji ihtiyacının büyük bir kısmını ekonomik bir biçimde ve özellikle de, kardeş bir Türk Cumhuriyetinden olmasını istemeyen dış kaynaklar olmuştur.
Bu faydalı ve ekonomik olan doğalgaz projesi yerine, o yıllarda bizim de şiddetle karşı olduğumuz, ancak menfaat gruplarının “ Yüce Divana “ kadar gitmelerine sebep olan Rus Mavi Akım Projesini imzalamaları olmuştur.
Öyle ki, o yıllarda , daha önce pek denenmemiş, Karadeniz’de yer, yer 2 bin metrenin altında, kaya zemin geçişli ve bu yüzden işletme risk kapasitesi yüksek olan bir deneme projesidir, Mavi Akım.
Mavi Akım anlaşmasında yer alan , tek taraflı “ Al yada öde “ ( take or pay ) maddesi, maalesef Türkiye’nin enerji geleceğini en az 25 yıl süreyle ipotek altına almıştır…
Türkiye o yıllarda, her hangi bir kaynaktan bedava doğalgaz imkanı bulsa bile, tüketim kapasitesi açısından, alamaz duruma düşürülmüştür…
Şimdi gelelim 1999 yılında Türkmen gazındaki yaşanan yaşanan garip olaya …
17 memleket plakalı Türkiye Enerji eski Bakanının başkanlığında, Botaş, '(TPAO) Türkiye petrolleri anonim ortaklığı'' ve bakanlığın diğer bazı birimlerinin bulunduğu bir heyet Türkmenistan’a gider.
Bu ziyaretten kısa bir süre öncede, eski başbakan olan bir siyasi parti genel başkanı ve yine aynı enerji bakanı ve Türkiye'den bazı Müteahhitlerin de bulunduğu “ özel bir ekip “ özel bir uçakla Moskova’ya giderler.
Moskova belediye başkanı Yuri Lujkov ile görüşüp, toplantı yaparlar…
Belediye önemli değil, Lujkov aynı zamanda Rusya’nın enerji devi ve Botaş’ın gaz muhatabı GAZPROM ‘un da başkanıdır…
Bu görüşmede Mavi Akım projesine karar verilmiş, hatta Türkiye sınırları içinde yer alan 355 km. boru hattının ihalesiz olarak hangi firmaya verileceği bile belirlenmiştir !
3 harfli , 2 şirketten oluşan bu konsorsiyumla ilgili, kamuoyunda büyük tartışmalar çıkmış, sahipleri ve yöneticileri yıllarca yargılanmış, hatta uzun süre kaçak duruma düşmüşlerdir.
Projenin baş mimarı eski başbakan ve enerji bakanı bu konudan dolayı 3 yıl süreyle Yüce Divan’da yargılanmışlar, ancak zaman aşımı nedeniyle herhangi bir ceza almamışlardır…
Türkmenistan konusuna tekrar dönecek olursak…
Toplantı, Mavi Akım görüşmelerinden haberdar olan Sapar Murat Türkmen başının ( o zaman Sapar Murat Niyazov ) Türkiye cumhuriyeti siyasetçilerine tepkili tavrı ile başladı…
Toplantı basına açık ve aralarında Türkiye’den de o dönemin popüler gazetecileri Çiğdem Toker, Ferai Tınç gibi çok sayıda basın mensubunun bulunduğu bir ortamdır…
Türkmenistan-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı’nın görüşüldüğü toplantı son derece gergin bir ortamda başladı.
Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sapar Murat Niyazov ( Türkmen başı ), Türkiye Enerji Bakanının sözlerini 15 kez keserek, ağır cümlelerle, Türkiye yöneticilerini suçladı.
“ Türkiye tarafının, Hazar geçişli Türkmenistan, Türkiye Doğalgaz Boru hattına gereken ilgi ve önemi göstermediklerini söyledi. “ Türkiye Enerji bakanının Türkiye’de bu projeyi istemeyen kimse yok “ lafı üzerine,
Türkmen başı “ hayır var, hem de 2 kişi… Biri siz, diyerek Zamanın Enerji bakanına gıyaben yüzüne söyledi, diğeri de senin Başkanın “
dedi.
Türkmen başı konuşmasına devam ederek, “Siz Türkmen gazı yerine, daha pahalı ve işletme şartları zor olan , Rus Mavi Akımdan yanasınız “ dedi Enerji bakanına.
Türkmen başı ayrıca, Rusya , Türkmenistan'dan doğalgazını, 35, 40 dolara alıp, size Türkiye Cumhuriyetine 115-120 dolara satıyor, Sizler 2 kardeş Türk Cumhuriyetinin çıkarlarını korumuyorsunuz !!“ dedi…
Türkmen başı bu konuşmadan sonra toplantıdan ayrıldı...
...Ve çok önemli olan bu proje toplantısı, soğuk bir ortamda sona erdi…
Bu konu o günlerde, hem Türkiye, hem Türkmenistan ve hem de Dünya basınında geniş yankı yaparak yer aldı.
Gazete manşetlerinde “ Türkmen başından Türkiye Enerji Bakanına, ağır fırça “ şeklinde çıktı…
Bu üzücü anektodan sonra; günümüze gelirsek, maalesef bu önemli proje yapılmadı, yaptırılmadı.
Türkiye halen pahalı ve siyasi, teknik riskleri bulunan kaynaklardan doğalgaz almaya devam ediyor…
Türkmenistan da mecburen Rus gaz alım fiyatlarıyla gaz sevk ediyor…
Eğer o tarihlerde Mavi Akım yerine Türkmen Doğalgaz Projesi hayata geçirilseydi; Türkiye nin gaz ihtiyacının yaklaşık yarısı çözülmüş olacaktı.
Ayrıca, bugün çok yüksek dövizlerle alınan doğalgazın fiyatı yine ciddi ölçüde ucuz olacaktı.
Neyse, artık olan oldu deyip, doğalgaz konusunda ikame tedbirlere bakmamız lazım, ek tedbirler alarak, Türkiye'nin yarın gaz enerji ihtiyacı sıkıntısı çekebileceği öngörülmekte.
Öncelikle, çok pahalı bir tercih olan “ Doğalgazdan, elektrik üretimini iyice azaltıp, gelen gazı şehir ısıtmalarına ve gazın avantajlı olduğu sanayi sektörlerine kaydırmak gerekiyor…
Yakın tedbir olarak, yukarıda söyledim; LNG ithalatını ( daha pahalı olmasına rağmen ) artıracağız.
Mevcut yer altı depoları olabildiğince dolu tutacağız…
Orta ve uzun vadede, Karadeniz’de bulunan ve önümüzdeki yılın başında sisteme dahil olan yerli doğalgazı hızlandırmak, ayrıca yine Doğu Akdeniz ( Mavi Vatan ) çalışmalarını hızlandırmak gerekiyor…
Ama bence hala en köklü çözüm; şu al/yada öde 25 yıllık prangalardan kurtulur, kurtulmaz, Hazar’ın altından geçip, Türkmenistan doğalgazının önce Türkiye’ye, buradan da Avrupa ya taşımaktır.
Bu yolla hem daha uygun fiyatlı doğalgaz alma imkanımız olacak hem de ciddi bir boru hattı taşımacılık gelirimiz olacaktır…
Doğalgaz sorununun yaşanmadığı sağlıklı günler dilerim…
Saygılarımla,
Kerim Ünal,
Botaş eski Daire Başkanı
Düzenlemeler ve eklemeler editör; ismail Azakoğlu

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
www.azakoğlu.blogspot.com
İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''
KONUK; Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.

-
OSMANLI BELGELERİNDE ERMENİLERİN SEVK VE İSKÂNI (1878-1920) XVIII. ve XIX. yüzyıllarda dünyada meydana gelen siyasî, sosyal ve ekonomik geli...