27 Şubat 2021 Cumartesi

AKP İHANETİ ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE ÜLKEYE ZARAR VERMEYE DEVAM EDİYOR !

AKP İHANETİ ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE ÜLKEYE ZARAR VERMEYE DEVAM EDİYOR !
Bu cümlelerle söze başlamak dogru olacaktır.

Ne demişti Rt; Ben üzerime papaz cüpbesi giymem gerekiyor ise giyerim, ne gerekiyor ise, gereğini yaparım. 

Yani şahsi menfaati çıkarları için ülkeye ihanet bile edebileceğini açıkca beyan etmişti. 
Yada biz Rt nin sözlerinden öyle okuduk.
2002 yılında Abd askerlerinin Türk askerlerimizin başına geçirdiği çuvalla başlayan Akp nin Turk halkına ihanet sürecinde, bu güne kadar aklımda kaldığı kadarıyla anlatmaya çalışayım.

Çuval geçirme olayında   Abd ye nota verelim düşüncesi ağar basmasına rağmen RT şöyle demişti; Ne notası müzik notası mı!
Fetönün 2010 yılında yargıyı ele geçirmesine musamaha eden Akp TBMM meclisine 2019 da getirdiği yeni yasa teklifi TBMM  de yasalaşır ise Çoklu baro; Bir kaç yüz tanede boro.
Bir kaç tane de Pkk lı baromuz olacak demektir. 
Akp vatana ihanet konusunda sınır tanımıyor. 
Ülkeyi bölmekte ayrıştırıp  kutuplaştırmak üzerine başka siyaset mecrası yok.

Pkk nın bile 1984 ten beri uğraşıp yapamadığını Akp gerçekleştirmekte karalı görünüyor. 
Barolara ket vurmak, kendi güdümünde toplamak, istediği karara etki, tesir etmek için Akp her boyayı üzerine sürer ve her renge bürünür. 

 
Ülkeye ihanetin ardı arkası kesilmeden Akp İktidarında devam etmekte. 

Ümraniye'de sözde bir gecekonduda bombalar ve çeşitli mühimmatların bulunması ile başlayan Ergenekon davası sürecinde Silivri de mahkemeler yapılarak, onlarca Atatürkçü  Vatansever komutanlar içeriye takılarak  mahkum edildi.
Içeriye gönderilen muvazzaf komutan ve askerlerin yerine AKP kendisine yakın gördüğü fetö'cü muvazzaf asker Ve komutanları atadı..
Ülkeye Akp ihanetinin tavan  yaptığı yıllar görülmektedir..

Kozmik oda süreci, Bülent Arınç'a  sözde suikast yapılacağı bir yalan düzmece belgelerle, yine Akp iktidarıydı.
2010 Yılında Fetenün yargıyı ele geçirmesiyle, yargının ülkeye nelere maaal olduğunu gördük.
Akp nin hizmeti vatana değil .Akp nin hizmeti bir kişinin şahsi isteğine, egosuna bağlı oldugunu devam eden süreçlerde hep gördük. 

Akp ihaneti FETÖ ile işbirliği yaparak, Pkk ile sözde çözüm, yapıyor  ancak gerçekler ise İHANETTİR aslında.  
Ülkenin dinamitlerini, kurumlarını yok etmek, kurumların içini boşaltarak, dış ajanlara, casuslara kozmik odayı açıp, Devlet sırları bilgilerini vererek yaptığı gibi.  
Yabancılara kamu ve kurum mallarını satarak  tüm sırları açmakla ihanetler devam ediyor.
Akil adamlar adı  altında başlayan, adına cözüm dedikleri ihanet süreci.  
Akp İHANETİ ülke için hep devam ederek sürüdü. 
Akp ve embesilleri iktidarda kaldıkları  zaman zarfı içinde de İhanet hız kesmeden sürecek.
Türk milleti fertleri birebir başlarına bir olay gelmeden umursamazca yaşayıp gidiyorlar. 
Ta ki başlarına bir kötü olay gelince her şeyin farkına varabiliyorlar.
Akp nin ülkemizdeki kurumlara, kişilere, kendisine biat etmeyen, kendisine karşı olan tüm olgulara savaş açarak itibar suikasti daima durmadan devam edecektir. 
Ta ki Türk milleti bu oyunun farkına varana kadar.
Akıllanmayan Türk milleti sonunda kıçındaki donunda soyulduğunun farkına vardığında çoook geç kalmış olacak. 


ismailazakoglu@gmail.com

22 Şubat 2021 Pazartesi

"ÜSTÜNLERİN HUKUKU"






"ÜSTÜNLERİN HUKUKU"

Bir ülkede yargıçların, savcıların doğru kararlar verebilmesi için sadece yasalar yeterli değildir. 
Yasalar tabi ki doğru karar verme konusundaki en baştaki kriterdir. 
Şunu unutmamalıyız ki, en iyi yargıçlar, en iyi karar veren yargıçlar. 
Refah seviyesi yüksek  gelir düzeyi yüksek, gelişmiş, gelişimini tamamlamış ülkelerde vardır ancak. 
..Ve gelişmiş insan toplumlarından yasalari iyi uygulayan yasa savunuculari çıkar. 
Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hukuksal süreçlere baktığımız zaman; Yargıçlar elpençe haldeler. 
İktidarda kim olursa olsun, ülkemizdeki yargıçlar, iktidarın  önünde düğme ilikler vaziyettedir.. 
Oysa Adalet dağıtan yargıçların giydiği kaftanlarda düğme yoktur. 
Ne yazık ki ülkemizde Adalet siyasetin parmaklarının ucunda dır sadece.. bir ülke diliyorum.
Bir ülkede yargıçların, savcıların doğru kararlar verebilmesi için sadece yasalar yeterli değildir. 
Yasalar tabi ki doğru karar verme konusundaki en baştaki kriterdir. 
Şunu unutmamalıyız ki, en iyi yargıçlar, en iyi karar veren yargıçlar. 
Refah seviyesi yüksek  gelir düzeyi yüksek, gelişmiş, gelişimini tamamlamış ülkelerde vardır ancak. 
..Ve gelişmiş insan toplumlarından yasalari iyi uygulayan yasa savunuculari çıkar. 
Türkiye Cumhuriyeti'ndeki hukuksal süreçlere baktığımız zaman; Yargıçlar elpençe haldeler. 
İktidarda kim olursa olsun, ülkemizdeki yargıçlar, iktidarın  önünde düğme ilikler vaziyettedir.. 
Oysa Adalet dağıtan yargıçların giydiği kaftanlarda düğme yoktur. 
Ne yazık ki ülkemizde Adalet siyasetin parmaklarının ucunda dır sadece..
Adaletin var olduğu, hukukun çalıştığı, terazi'nin şaşmadığı bir ülke diliyorum.
İsmail Azakoğlu
ismailazakoglu@gmail.com

21 Şubat 2021 Pazar

PİSLİK HÜKÜMDAR VE ÜLKESİ

ismailazakoglu@gmail.com

PİSLİK HÜKÜMDAR VE ÜLKESİ
Çok eski zamanlarda memleketin birinde bir Hükümdar varmış.
Bu hükümdar  çevresinden, her şeyden haberdar, her şeyden bilgisi olduğu kadar, her şeyi de çok bilen, çok terbiyesiz ukala bir Hükümdar mış.
Hükümdar'a söylenen ya da sorulan, konuşulan her kelimeye her cümleye her soruların misliyle cevabını karşılıklı ya da karşılıksız çok bilmiş Hukümdar'dan alıyormuş.
Dahası konuşulan konular ve ya bir iş Hükümdarla alakası olmasa bile Hükümdar her konuya ne yapıp eder Kendini dahil eder imiş.
O konuda konuşanlara hükümdara göre ağzının payını kendi terbiyesiz üslubuyla verirmiş olurmuş.
Bu pis karakterli kişiliksiz terbiyesiz ukala Ucube Hükümdar o kadar ki ukalalığı egosu kibri tavam yapmıştı. 
Yaşadığı zamanın tüm bilginlerine dahi dil çıkarırcasına Ukala cevaplar verirmiş.
Dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları, yıllar yılı kovalamış gitmiş  geçmiş böylece. Her konuda bilgisi olan bu hükümdar herkese verecek bir cevabı olduğunu düşünse de ülkesinde yaşayan herkes Hükümdarın nasıl  bir kişiliğe kimliğe sahip olduğunu artık anlamışlar, onu çok iyi tanımışlar.
Onun o bilginliğini bilgeğini çok bilmiş liğini anlamışlar ki HÜKÜMDAR'ın her şeyi yalan üzerine kurulu.
Bunun üzerine o Hükümdarın ülkesinde yaşayan tüm halk artık onu kale almamaya karar vermişler.
Çünkü Hükümdar beşikteki bebek le dahi zıtlaşıyormuş.
Hatta ağzınının bozuk düstursuz kelimelerle kendisi ile alakalı olmasa bile pervasızca, perdesizce agzı uslupsuzca cevaplar verirmiş.

Öyle ki konuştuğu her kelime ötekileştirici kutuplaştırıcılıkla toplumu ikiye bölmek için ve birbirine düşman edebilmek için her şeyi yaptığı görülmüş.
O ülkenin toplumu da artık bu hükümdardan kendilerine, ülkelerine asla fayda yarar gelmez.
Çünkü.
O ülkenin halkını ikiye bölmüş toplumu topluma, halkı halka düşman terörist ilan ediyormuş.
Ahali artık o kişinin hükümdarları olmaması yönünde karar kılmışlar...
.
Gel zaman git zaman o ülkenin yaşayanları bu kişiden bıkmışlar.
Nereye baksalar hükümdarı görüyorlar. Nerede bir ses duysalar  hükümdarı duyuyorlar.
Kimle konuşsalar hükümdardan cevabını duyuyorlar.
Bu durum karşısında bir gün tüm  ülkenin ileri gelen kanaat önderi ahalisi  kişileri toplanmış.
Demişler ki ya sen nasıl bir insansın her şeyi biliyorsun.
Her şeye cevap veriyorsun.
İlgin alakan olsa da, olmasa da muhatap oluyorsun.
Seninle bağlantısı olmasa da sen karşılık veriyorsun.
Hükümdar ahalinin yani o ülkenin sözü dinlenen kanaat önder kişilerini bile takmamış.
Çünkü kendisini yaşadığı ülkenin her kesin  şeyin üstünde görüyormuş. Yaşadığı yörenin toplumun ileri gelenleri onunla baş edemeyeceklerini anlamışlar. Hükümdar o kadar terbiyesiz miş ki, tüm halkına ahalisine illallah dedirtip yaka silkdirmiş kendisinden.
Hükümdarın ülkesindeki ahali tüm ülkeye haberler göndererek ulaklar savarak hükümdar hakkındaki toplumun düşündüklerine herkese duyur bayan karar vermişler ve ulaklar haberciler yurdun dört bir köşesine salınarak hükümdarın bu durumundan haberdar edilmiş.
Artık hükümdarı kimse Kale almıyor dinlemiyor karşılık vermiyor onu var saymıyorlarmış.
Yani kısacası o ülkenin hükümdarını kendi haline bırakmışlar artık.
Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın diyerek.
Bize de bu dualara amin demek düştü. Amin Allah'ım nasıl biliyorsa öyle yapsın...
Ülkemize böyle Zalim böyle kibirli karaktersiz, şerefsiz, ahlaksız, ağzı bozuk düstursuz, kifayetsiz, basiretsiz  Kimliksiz, ukala bir hükümdar gelmez inşallah diye umut ediyorum..
İsmail Azakoğlu
Not:
Hikayeyi beğenen arkadaşlardan lütfen yorum yapmasını özellikle istiyorum.



20 Şubat 2021 Cumartesi

15 TEMMUZ DARBE KALKIŞMASIYLA İLGILI BİR YAZI MUTLAKA OKUMALISINIZ !

ismailazakoglu@gmail.com

15 TEMMUZ DARBE KALKIŞMASIYLA İLGILI BİR YAZI MUTLAKA OKUMALISINIZ !

10 Şubat 2021 Çarşamba

Ahi Evren (Nasreddin Hoca) -Mevlana Mücadelesi (22.03.2014)


2014 03 22 vakif etkinligi mevlana ahievren mucadelesi Prf Mikail bayram hocanın araştırmalarından
               
                MEVLANA NASRETTİN HOCAYI NEDEN ÖLDÜRTTÜ ?
(Mevlana Moğol Ajanı mıydı ? Mevlana Türk Düşmanı mıydı ?)
Mevlana'ın sözleri , Mevlana kimdir Ahi Evran ve Moğollar. Mevlana'nın Nasrettin Hocayı öldürtme sebebi.
Ahi Evran kimdir ?
Ahi Evran'ın Moğollara isyanı ve öldürülmesi.
Ahilik teşkilatı nedir.
Mevlana Moğol Ajanı mıydı ? Mevlana Türk Düşmanı mıydı ?

Nasrettin Hocanın, Mevlana’nın Hocası Şems-i Tebriziyi öldürtmüş olduğu iddiaları da bulunmaktadır.
Bununla birlikte Nasrettin hocanın düşünce yapısından etkilenen, oğlu Alâeddin Çelebi'yi elinden almış olması sebebiyle fikri, siyasi, dini zıtlaşmalar yaşanmış, Mevlana bir çok platformda imalı biçimde Nasrettin Hoca’ya hücum etmiş ve onu yermiştir.
1261 yılında Ahilerin başında bulunan Nasreddin Hoca, Türkmenlerle birlikte Moğol yanlısı Selçuklu yönetimine karşı isyan hareketi başlatmıştır. Selçuklular isyanı bastırmak için Mevlana'nın müridi olan Moğol asıllı komutan Cacaoğlu Nureddin'i görevlendirmiştir . Caca oğlu Nureddin, isyanı bastırmadan önce Mevlana'dan izin almıştır.
Mevlana'da Nasreddin Hoca'nın öldürülmesine izin vermiştir. Sonuçta isyan bastırılmıştır. Ölenlerin arasında 93 yaşındaki Nasreddin Hoca ile Mevlana'nın oğlu da vardır.
Mevlana'nın bu ölümle bile öfkesi dinmemiş ve Konya'ya getirilen oğlunun cenaze namazını, oğluna öfkesinden kıldırmamıştır .

www.azakoğlu.blogspot.com

İsmail Azakoğlu ile '' AMFİ ÖZEL ''

 KONUK;  Atilla Yıldırım Elektrik, Elektronik Müh. Tarihçi.. Konu; Türk Tarih Tezine Geçiş.